26 Aralık 2013 Perşembe

Kritik soru: Dolarda yükseliş sürecek mi?

0 yorum

Kritik soru: Dolarda yükseliş sürecek mi?


Bu yıl bazı para birimleri Fed etkisiyle dolar karşısında aşırı değer kaybetti. Ekonomistler 2014 için ne düşünüyor? 

Bazı para birimleri, Fed’in varlık alımını sonlandıracağı dedikoduları ve sonrasında gerçekleştirmesiyle dolar karşısında büyük değer kaybetti.
CNBC’ye konuşan ekonomistler, 2014’te de bu durumun devam edeceği kanısında. Credit Agricole bankasının Asya Pazar Araştırmaları Birimi Başkanı Mitul Kotecha, ABD ekonomisinde Hazine Tahvilleri’nin değerlenmesi, büyümenin hızlanması ve sermaye akışlarının artmasının gelecek yıl için dolara destek sağlayacağını söyledi. Kotecha, “Doların özellikle gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında değerlenmeye devam edeceğine inanıyoruz” dedi.

EN BÜYÜK DARBE YEN VE EURO’YA

 Analist, 2014’te dolar karşısında en fazla Japon yeni ve Euro’nun değer kaybedeceğini söyledi. Yen, 2013 genelinde dolar karşısında yüzde 20 düştü. Euro ise aynı dönemde Avrupa’daki ekonomik gelişmelerin etkisiyle ABD para birimi karşısında yüzde 3,7 değerlendi. Kotecha, “Yen için zor bir yıl olacak. Dolar/yen paritesinde 2014 sonunda 115 seviyesi görülebilir. Aynı şekilde Euro dolar gelecek yıl itibariyle dolar karşısında değer kaybedecek. Euro/dolarda gelecek yıl sonu itibariyle 1,28 seviyesi görülebilir” diye devam etti. Euro/dolar bugün 1,3694’den işlem görüyor. Dolar/yen ise 104.20 seviyesinde.

ANALİSTLER NE DÜŞÜNÜYOR?

 Westpac bankasının analistleri de 2014’ün ilk çeyreğinde Euro Bölgesi’ndeki büyüme ivmesinin ABD’yi yakalayamayacağını, bunun Fed parasal genişlemeyi azaltırken, Avrupa Merkez Bankası’nı (AMB) daha fazla parasal genişlemeye sevk edeceğine işaret etti Westpac’in Kıdemli Kur Analisti Sean Callow, “Bütün bu gelişmeler de en nihayetinde Euro’da değer kaybına neden olacak” dedi. Finansal danışmanlık şirketi IG Markets’ın Kıdemli Piyasa Analisti Chris Weston da 2014 sonu itibariyle Euro/dolarda 1,28 seviyesinin görüleceğini söyledi. Weston, “Euro’da değer kaybını getirecek en büyük etken siyasi konular gibi görünüyor. Avrupa Parlamentosu gelecek yıl seçime gidecek” dedi.

TÜRK LİRASINDA DÜŞÜŞ SÜRECEK Mİ?

Kotecha, gelecek yıl dolar karşısında değer kaybına devam edecek para birimleri arasında Türk Lirası’nı da saydı. Analist, “Para birimlerinin değer kaybında, sermaye çıkışları, ülkelerin dış gelişmelere karşı savunmasızlığı da etkili olacak. Hindistan Rupesi, Endonezya Rupiası, Türk Lirası, Güney Afrika randı ve Brezilya Reali gelecek yıl dolar karşısında en kötü performansı gösterecek para birimleri olduğunu düşünüyoruz” dedi. 
 

Haberin Devamı ►

Borsa çöktü...

0 yorum

Borsa 4 ayın dibinde!


BIST 100 endeksi, dünkü kapanışa göre yüzde 4,20 oranında sert düşüşle günü, 28 Ağustos'tan bu yana en düşük kapanışı olan 66.096,57 puandan tamamladı.
Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi, dünkü kapanışa göre 2.901,25 puanlık düşüşle günü, 28 Ağustos'tan bu yana en düşük kapanışı olan 66.096,57 puandan tamamladı.
Borsa İstanbul'da işlem gören hisse senetleri dünkü kapanışa göre ortalama yüzde 4,20 oranında değer kaybederken toplam işlem 2,5 milyar lira oldu. İlk seansta alıcılı seyreden Borsa İstanbul'da 69.880,15 puana kadar yükselen BIST 100 endeksi, ikinci seansa Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın istifasının ardından sert düşüşle başladı ve ilk seans kapanışına göre yüzde 5,30 oranında düşüş kaydetti.
Piyasalar, Bayraktar'ın, milletvekilliğinden ve bakanlık görevinden istifa ettiğini açıklaması ve sosyal medya ve bazı internet medyasında yer alan yeni operasyon yapılacağına yönelik asılsız söylentilerle ikinci seansta güçlü satış baskısı altında kaldı.
Bayraktar'ın istifa açıklamasının sosyal medya ve bazı internet sitelerinde operasyonun daha farklı boyutlarının olabileceği yönünde yorumlarla aktarılmasının ardından, bazı internet siteleri ve twitter hesaplarından da ikinci dalga operasyonun başladığı haberleri geçildi. İkinci dalga operasyon ile ilgili bazı internet siteleri ve twitlerde hiç bir kaynak gösterilmeden üst düzey işadamlarının gözaltına alınacağının yazılması özellikle hisse senedi piyasalarında satış baskılarının devam etmesine neden olurken, hisse bazlı hareketler de dikkati çekti.
Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan Rhea Portföy Yönetimi Yatırım Komitesi Üyesi Cüneyt Paksoy, İçişleri Bakanı Muammer Güler ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın istifalarının piyasada olumlu algılanırken Bayraktar'ın açıklamalarının ortamı değiştirdiğini söyledi.
Paksoy, şunları kaydetti:
"İlk bakan istifaları ile Hükümet doğru yönde kabine revizyonunu da içine alacak şekilde adalete doğru ilerliyor algısı oluştu. Ancak Bakan Bayraktar'ın istifasındaki sözleri hiç hesapta olmayan riskleri ortaya çıkarttı. ABD Büyükelçiliği'nden gelen açıklamayla piyasanın zaten stresi vardı ama piyasa onu fiyatlamıyordu. Bakan Bayraktar'ın istifası beklenirken, açıklamanın şekli hiç beklenmeyen bir şekilde oldu. Piyasada zaten var olan mevcut risk algısı Bakan Bayraktar'ın açıklamaları, ABD'den gelen açıklamalar ve sosyal medyada 2.dalga operasyon söylentileri ile piyasa sert ve olumsuz ama doğal bir refleks gösterdi"
Piyasaların, ilk fiyatlamadan sonra gelecek yeni açıklamalarla yön bulacağını söyleyen Paksoy, dolar/TL ve borsada kritik seviyelere gidildiğine dikkati çekti.
Paksoy, "Tüm yaşananlara rağmen kabine revizyonu Cumhurbaşkanı'ndan geçer, piyasalara ve kamuoyuna Cumhurbaşkanı ile Başbakan tarafından güçlü sinyal verilirse hiçbir sıkıntı olmaz. Piyasa Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan arasında bir uyumsuzluk algılarsa borsaya büyük satış dalgası gelir. Dolar/TL ve borsa teknik olarak kırılma noktasında. Borsada 63 bin-65 bin bandı ile dolar/TL paritesi 2,12-2,13 çok ciddi ve marjinal seviyeler. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın pozitif tavrı ve Merkez Bankası'nın müdahaleleri piyasanın kötüye gitmeme faktörü olarak önümüzde duruyor."

Son zamanlarda yaşanan siyasi istikrarsızlık ve rüşvet yolsuzluk iddaları ve bu iddaların odağında bulunan halkbankası nedeniyle borsada şok düşüş yaşandığını düşünüyorum.

Bu siyasi istikrarsızlık artarak devam edeceğini tahmin ediyorum.Bu da ülkemizin borsa endeksini direk etkileyecektir.

şu aralar borsada olanların çok dikkatli olmasını tavsiye ediyorum 


Haberin Devamı ►

23 Aralık 2013 Pazartesi

2014’te piyasalarımız

0 yorum
2013’ün en önemli olayı hiç şüphesiz Fed’in QE varlık alımlarını azaltması. Böylece hem 5 yıl süren Lehman Krizi’nin resmen bitmesini kutluyoruz, hem de son 10 yılda riskli varlıklar arasında en yüksek getiriyi sağlayan Gelişmekte Olan Piyasalar (GOP) hikayesinin erken ölümünü. GOP’a ilgi olmadan, TL cinsinden varlıkların prim yapması zaten zordu. Çünkü faizlerin tarihsel  normale döndüğü bir ortamda sürdürülenmeyecek boyutta cari açığımız, cari açığın daralması için TL’nin değer kaybetmesi halinde ise %10’u aşacak bir enflasyon tehdidi vardı. AKP-Hizmet savaşı devenin belini kıran son saman sapı oldu. Global fonların Kırılgan Beşli diye adlandırdığı, içinde bizim de bulunduğumuz ülkelerin  hepsinde 2014 yılında seçim var, yani yatırımcı  politikayı her zamankinden daha yakından takip edecek. Türkiye’de hem seçim, hem de siyasi kriz var. Yerel seçimlerin sonuna kadar ayı pazarında kalacağız. Ardından, AKP’yi çok zor kararlar bekliyor. Artık IMF’nin bile yazarken ellerinin titreyeceği dozda bir acı reçete şart oluyor.
Fed’in QE’den çıkması için “nasıl olsa dünya ekonomisi güç kazanıyor, piyasalar olumsuz etkilenmez” diyenler  var. Onlara iki noktayı hatırlatmakta fayda görürüm. Eğer ABD ekonomisi 2-3 çeyrek arka arkaya yıllıklandırılmış olarak %3 veya daha hızlı büyürse, enflasyon kıpırdanmaya başlar. Fed’in 2015 sonuna kadar faizleri artırmayacağı “yolgöstermesi” de kredibilitesini kaybeder. Fed’in 2015 sonunda ilk fed funds faiz artırımını yapacağını varsayarsak, halen dolar çok ucuz, ABD tahvil faizleri de çok düşük.
Dolar endeksinin  %10 değer kazandığı, ABD 10 yıllık gösterge tahvil faizinin ise %3.5’a tırmandığı “makul” bir senaryoda, MSCI GOP Hisse Endeksi ve JP Morgan EMBI tahvil indeksinin prim yapması neredeyse imkansız. Yine de, Çin, Japonya ve ABD’nin eş zamanlı hızlı büyümesinden fayda görecek Asya ve bir ölçüde Latin Amerika’nın şoklardan fazla etkilenmeyeceğini düşünelim. Ama, Venezuela, Arjantin ve Ukrayna gibı dış krediye erişmekte çok zorluk çekenler acı çekecek. AB’de bir türlü rayına girmeyen büyümeye  bel bağlayan  Orta ve Doğu Avrupa acı çekecek. İran’dan Mısır’a kadar bir çok ülkesinde politik deprem yaşanan, ve kaya gazı-petrolü keşifleri ile  ihracat geliri düşen Orta Doğu’da prim bulmak zor olacak.
Bir de piyasaları dolar ve ABD faizi ile nerdeyse %100 ters hareket eden Türkiye, Brezilya, Hindistan, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Endonezya var ki durumları acil. Bizim açımızdan,  AB’den gelen talebin artmadığı, Orta Doğu’ya ihracatın tökezlediği bir senede 250 milyar doları aşacak dış finansmanın maliyetleri artacak. En iyimser senaryoda bile Türkiye’nin 2014 yılında çok fazla sıcak para cezbedecek ülkeler arasında yer almasını beklemiyorduk. Fakat AKP-Hizmet uyuşmazlığı gerçekten “altın vuruş” oldu. Bu konu artık GOP basınında bir numara.  Eğer bir ülkede miktarı 80 milyar Euro’ya vardığı ve ucu başbakana kadar uzandığı iddia edilen yolsuzluk soruşturması varsa, o ülkenin politik risk primi hızla yükselir.
Zaten, o durumda fazla bir şey yazmaya da gerek yok. Artan ABD faizi, gelişmekte olan ülkelerin genişleyen risk primi üstüne bir de Türkiye’nin patlayan politik risk primini eklerseniz, piyasaların ralli  yapmasının ne denli akıl dışı olduğu da sezilir.
AKP-Hizmet savaşını AKP kazanır, ama yerel seçimlerde ne kadar oy kaybeder? Eğer yolsuzluk dosyaları kısa zamanda  ve kamuoyunun vicdanını tatmin edecek şekilde kapanmazsa, Erdoğan cumhurbaşkanı olabilir mi?  Ya kaybederse?  Kazansa da, AKP 2015 seçimlerini de kazanabilir mi? Size yatrımcıların ve işdünyasının önümüzdeki 2 yıl için plan yaparken soracağı  ilk soruları soruyorum. Cevaplarını bilmiyorsanız piyasalarda da bilmeyecek.  Ve piyasaların en nefret ettiği şey de belirsizliktir.
Zaten enflasyonla mücadele ve cari açığı daraltmak için ekonomiyi soğutmak zorundaydık, şimdi işdünyasının yatırımları kesmesi  ve dış kredinin daralması ile Türkiye’nin gelecek sene %4 büyümesi de hayal oldu. Cari açığın daraltılması yöntemi TCMB faiz artırımları  olmayacağına göre TL’nin Döviz Sepetine’ne karşı en az %10 daha değer yitirmesi şart olur. Size Goldman Sachs’ın dolar/TL’nin bir yıl içinde 2.40’a yükseleceği tahminini de hatırlatayım, ben insaflıyım yine.
Eğer mevduat sahibi ve siyasi krizden tırsan şirketler de dövize geçerse, TL %10 değil ,%20 civarında değer kaybeder. Bu durumda, TÜFE 3-6 ay içinde %10-11’e vuracaktır.
2 yıllık gösterge DİBS faizi ise %12-13 olur. BİST’te ise ekonominin %3.5 civarında büyüyeceği fiyatlanıyordu, banka karlarının ise artacağı. Gelecek sene büyüme %2’e düşer, daralan krediler ve dış finansmanın pahalılaşması ile banka karları durağan seyrederse, hiç yukarı potansiyel kalmaz. İlk hedefim BİST-100’ün 62 bin puana kadar gerilemesi. Eğer yeni yılda 60 bin puanın da altını denersek hiç şaşırmam.
AKP’nin yerel seçimi %45 altında bir oyla  kazanması belirsizliği  bütün yıla yayar. Türkiye’nin acil ihtiyacı politika faizinin %10 veya üstüne çekilmesi ve bütçede en az GSYIH’nın %2’si kadar kesinti yacacak bir acı ilaç reçetesidir.  AKP eğer Hizmet’le cebelleşmeseydi belki bu paketi seçmen maliyetini  göze alırdı, ama şimdi  hiç emin değilim. TL cinsinden piyasalar ve Türkiye’nin itibarını öldürecek senaryo ise Halkbank’ın İran’ın fonlarını BM yaptırımlarından kaçırmada aracı olarak kullanıldığı iddiasının ABD ve AB tarafından ciddiye alınması, ve Türkiye’nin FATF karalistesine girmesi olur.
Kulağıma biryerden ezan  sesi geliyor,  cenaze mı vardır acep?
Twitter: @AtillaYesilada1
Sayın Atilla Bey'in yazısını çok beğenip öngörülerinin doğru olduğunu düşünüyorum.2014 yılı için belki bize bir fikir verebilecek bu yazıyı hiç değiştirmeden paylaşıyorum 

Haberin Devamı ►

21 Kasım 2013 Perşembe

Draghi: Faiz indirdik çünkü ekonomi zayıf

0 yorum

Draghi: Faiz indirdik çünkü ekonomi zayıf


Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi bankanın faiz oranlarını indirme karının ekonominin zayıf olmasından kaynaklandığını söyledi.
Ekonomide aşağı yönlü baskıların devam ettiğini ifade eden Draghi, birkaç ay devam eden dezenflasyon süreci yaşandığını belirtti. Kararlarını Euro Bölgesi’nin genelini dikkate alarak verdiklerini söyledi.
Draghi, “Biz kararlarımızı Alman, İtalyan ya da Fransız olarak değil Avrupalı olarak alıyoruz. Hedefimiz bir ülkede fiyat istikrarını sağlamak değil, Euro Bölgesi’nin genelinde fiyat istikrarı sağlamak” yorumu yaptı.
Başkan ayrıca negatif mevduat faizi konusunda açıklamalara anlam yüklenmemesini istedi. “Bu konuda tartışma yeni değil” yorumu yaptı.
 kaynak finans.milliyet.com.t
Haberin Devamı ►

Bireysel emeklilikte beklentiler aşıldı

0 yorum

Bireysel emeklilikte beklentiler aşıldı


10 ayda 800 bine yakın katılımcının bireysel emekliliğe dahil olduğunu belirten Halk Emeklilik Genel Müdürü Okur, geçtiğimiz yıllarda ise yıllık katılımcı artışının en çok 400 binler olduğunu söyledi


Sosyal güvenlik sistemini tamamlayıcı olarak kurulan Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), bu yılonuncu yılını doldurdu. Üreten, emek harcayan herkesin emeklilik dönemlerini refah içinde geçirmelerini sağlayacak BES, Türkiye’de 27 Ekim 2003 tarihinde başladı. BES ile ilgili konuşanHalk Hayat ve Emeklilik Genel Müdürü Nurullah Okur, sistemin, onuncu yılında en hızlı büyümeyi yaşadığının altını çizdi.
Nurullah Okur sözlerine şu şekilde devam etti: “Emeklilik Gözetim Merkezi'nin ekim sonu verilerine göre, BES'in katılımcı sayısı 3.9 milyona ulaştı ve ocak - ekim arasındaki dönemde 799 bin 528 kişi sisteme yeni giriş yaptı. Geçtiğimiz yıllarda katılımcı sayısı en çok 400 binleri buluyordu. Böylelikle 2013 yılı için ‘Sisteme 500 bin yeni katılımcı girecek’ beklentisi aşılmış oldu. Ayrıca katkı payı tutarında toplamda 20.8 milyar lirayı aşan bir tutara, toplam fon büyüklüğü ise ekim sonu itibarıyla 25.1 milyar liraya ulaştı. BES’ten emeklilik hakkı kazanan katılımcı sayısı da yaklaşık 7 bin kişi olup, 2020 yılında bu sayının yaklaşık 400 bin kişi olacağı öngörülmektedir.”

‘Yıl sonu hedeflerinin % 90'ı şimdiden gerçekleşti’
Halk Hayat ve Emeklilik’in emeklilik sektöründe iyi birbaşlangıç yaptığını söyleyen Nurullah Okur banka kanalı sayesinde iyi bir avantaj yakaladıklarını belirtti: “Halk Bankası gibi çok büyük bir banka kanalı ile avantajlı satışları sürdürebilir kıldık. Henüz 1.5 yıl gibi çok kısa bir sürede, sağlanan müşteri portföyü desteği ile, ciddi büyüme rakamları yakaladık. Hem Halk Bankası personeli hem de Halk Emekliliksatış ekibi temsilcileri emeklilik ürünlerimizi en iyi şekilde tanıttı.”
Çalışmaları sayesinde bu yılki hedeflerini aştıklarını söyleyen Nurullah Okur, “Halk Emeklilik olarak yıl sonu hedefimiz 90 bin yeni katılımcıydı. Ekim sonu itibarıyla 80 bin katılımcı adedi ile hedefimizi yüzde 90 gerçekleştirmiş olduk. Bu da demek oluyor ki, yıl sonu gerçekleşenimiz hedefin çok ilerisinde olacak” dedi.
Aynı başarıyı fon büyüklüğünde de yakaladıklarını belirten Nurullah Okur, sözlerine şu şekilde devam etti: “2012 haziran ayında satışa başlanan sözleşmelerimizin bugünkü fon büyüklüğü 300 milyon lirayı geçti. Fon büyüklüğünde yıl sonu hedefin çok üzerinde bir gerçekleşmeyi kasım ayı itibarıyla sağlamış olduk.”

İtibar riskleri sigorta için yeni potansiyel
Küresel ekonomi hızı ve sosyal medyanın her geçen gün artan etkinliğinin şirketleri itibar yönetimine yatırım yapmaya ittiği kaydedilen ACE European’ın 15 ülkede yayımladığı raporuna göre, risk yöneticilerinin karşılaştığı en önemli sorunların başında, itibara dayalı risklerin kendilerine özgü ve çoğunlukla da manevi koşulları temel alan yapısı geliyor.
Rapora göre, itibar risklerini yönetilmesi gereken stratejik bir alan haline getiren en önemli faktörlerin karmaşık tedarik zinciri yapıları, yeni pazarlara giriş hamleleri ve küresel pazarlardaortak standartların korunması zorunluluğu olarak öne çıktığı kaydedildi. Rapora göre, risk yöneticilerinin yüzde 80’i itibarı en değerli varlık olarak görüyor.
Öte yandan katılımcılar, itibara ilişkin risklerin de sürekli yükselen bir hızla arttığını, bu artışın en önemli nedeninin de sosyal medya olduğunu düşünüyor.
‘RİSK YÖNETİMİNDE ZAMANLA EFEKTİF SONUÇLAR ALINACAK’
Raporda bir diğer önemli noktanın sektörün itibar risklerinin yönetimi konusundaki rolü olduğu belirtildi. Yöneticilerin çoğunluğuna göre itibar risklerini sigortalamanın zor olduğu kaydedilirken konuyla ilgili rapor yorumlaması ise şu şekilde:
“Katılımcıların yüzde 66’sı itibarla ilgili risklerinin sigorta açısından yeterli şekilde güvence altına alınmadığını düşünüyor. Broker ve sigortacılar açısından bu sürecin önemli bir potansiyel taşıdığı görüşündeler. Kriz yönetimi desteği veren sigortacıların sayısında artış olduğunu ve sektörün zamanla geleneksel risklerin yönetiminde çok daha efektif sonuçlar alıp böylece itibara yönelik zararların en aza indirgenebileceğini düşünüyorlar. Sigorta sektörünün itibar riskleri konusunda üçüncü göz olarak yer alabileceğine inanıyorlar.”
ACE European Başkanı Andrew Kendrick, sigortanın hızla gelişen itibar riski dünyasında her derde deva olabilecek bir çözüm olmadığını söyledi. Buna rağmen müşterilerine ortaklaşa yardım edecek sigortacıların ve brokerların olduğuna inandığını belirten Kendrick, “Müşterilere riskleri yönetmeleri konusunda yardımcı olabilir ve itibar kaybına neden olabilecek ihtimalleri azaltabiliriz” dedi.

Allianz üçüncü çeyrek sonuçlarını açıkladı
2013'ün üçüncü çeyreğinde Allianz Group olumsuz döviz kuru etkilerine rağmen yılın ilk yarısından gelen iyi gelişmesine devam etti. 2013 yılının üçüncü çeyreğinde 25.1 milyar euro gelirelde eden Allianz’ın faaliyet kârı 2.5 milyar euro oldu. Üçüncü çeyrekte hissedarlara ait net kâr yüzde 6.3 artışla 1.4 milyar euro’ya ulaşırken, 2013 faaliyet kârının hedeflenenin bir miktar üstünde olduğu belirtildi.
Allianz SE CEO'su Michael Diekmann, “2013'ün ilk dokuz ayında Allianz Group'un olumlu gelişimi göz önüne alındığında, şu anda tüm yıl için faaliyet kârımızın daha önce belirttiğimiz hedef aralığın üst seviyesi olan 9.7 milyardan biraz yukarıda olmasını bekliyoruz” dedi. Mal ve kaza sigortasındaki brüt primler, yüzde 6.5 oranında azalarak 10.7 milyar euro olarak gerçekleşti.

Ödenemeyen prime Aegon güvencesi
Aegon Türkiye, orta veya uzun vadedeki finansal hedeflere ulaşmak amacıyla satın alınan hayat sigortası poliçelerinin prim ödemelerini sigorta süresinin sonuna kadar güvence altına almak için yeni bir ürün geliştirdi.
Ödeme Güvence Sigortası’ adı ile sunulan ürüne Aegon’un birikimli hayat sigortalarında Ödüllü Birikim Hayat Sigortası ve ödenen primleri iade eden ilk hayat sigortası ürünü olan Prim İadeli Hayat sigortalıları sahip olabiliyor.
Aegon Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü Uğur Tozşekerli, “Ödeme Güvence Sigortası ile söz konusu riskler gerçekleştiğinde ana poliçenin primleri Aegon Emeklilik ve Hayat tarafından ödeniyor ve fesih, tenzil, iştira gibi durumlar engelleniyor” şeklinde konuştu.

TARSİM tüm Türkiye'de üreticilerle buluşuyor
2013 yılının ilk 10 ayında 300 milyon liraya yakın hasar ödeyen Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM), yıl sonuna kadar Türkiye’yi karış karış gezerek, hasar ödemelerini almış üreticilerle buluşacak.
Malatya’da başlayan Bilgilendirme ve Temsili Hasar Ödeme / Çek Verme Toplantıları; Elazığ,Bingöl, Muş, Giresun, Ordu, TokatAmasyaİzmirMuğlaFethiyeFinike ve Antalya’da devam etti.
Toplantılar, Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ramazan Kadak,Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Tarım Sigortaları ve Doğal Afetler Daire Başkanı Bekir Engürülü, Tarım Sigortaları Havuzu İşletici Şirketi Genel MüdürYardımcısı Zeki Karakurt’un yanı sıra; genel müdürlük ve bölge müdürlükleri çalışanları, il-ilçemüdürlükleri ve ziraat odalarından yetkililer, sigorta şirketlerinin acenteleri, üreticiler ve basın mensuplarının katılımlarıyla gerçekleştirildi.

Groupama’dan çalışanlarına gelişim seminerleri
Groupama, çalışanlarına yönelik düzenlediği “Groupama Biz Bize Cuma Söyleşileri” kapsamında, hayatın her alanında pozitif iletişimi esas alıyor. Sigorta sektöründe yenilikçi ve öncü çalışmalarıyla dikkat çeken Groupama, çalışanları için düzenlediği gelişim seminerleriyle fark yaratıyor.
Şirket içerisinde düzenlenen gelişim seminerleri sigorta sektöründe yeni hizmet ve ürünleri sunmak üzere yeni bakış açıları geliştirmeyi, sinerji yaratmayı, ekipleri birbirine yakınlaştırmayı ve farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Groupama, bu kapsamda ilk semineri “Işığını Yansıt” başlığı altında düzenledi. Yaklaşık 60 çalışanın katılımıyla gerçekleşen seminerde, sorunlara karşı pozitif iletişimle daha akılcı çözümler üretilmesi konusunda ipuçlarına yer verildi.
Seminer sonrasında katılımcılar, seminerin motivasyon açısından çok önemli olduğunu, ayrıca aldıkları eğitimlerin sadece iş hayatında değil, özel hayatlarında da kullanabilecekleri çok önemli bilgiler içerdiğini belirtti.

GESİD’den Sigortacı Gazetesi’ne ödül
Genç Sigortacılar Derneği (GESİD) Milli Reasürans Konferans Salonu’nda 20’nci yılını kutlamak amacıyla bir gece düzenledi. Gecede Sigortacı Gazetesi İmtiyaz Sahibi Metin Öztürk, derneğin kuruluşundan itibaren verdiği destekten dolayı GESİD Eş Başkanı Sema Bulutlu’dan teşekkür plaketi aldı.
Sigorta sektöründen birçok üst düzey davetlinin katıldığı gecede, derneğin 20 yılda yaptığı etkinlikler izleyicilerle paylaşıldı. Ardından düzenlenen ödül töreninde, Sigortacı Gazetesi’nin yanı sıra Milli Reasürans, Dora Glass, Doğuş Otomotiv, Oto Analiz, Auto King, Mondial Assistance, Marsh Brokerlik’e de teşekkür plaketi verildi.
kaynak www.milliyet.com 
SGK emeklilik yaşının çok yüksek olmasıda bence toplumu bireysel emeklilik sistemine yönelmesini sağladı demek yanlış olmayacak.bireysel emeklilik ile sağlık sigortasını uygun şartlarda  birlikte verebilecek şirketler bu konuda devletin bile önüne geçebileceğini düşünüyorum.



Haberin Devamı ►

Bu ilde arsa fiyatları tavan yaptı

0 yorum

Bu ilde arsa fiyatları tavan yaptı


SİNOP’ta nükleer santral kurulmasının kesinleşmesinin ardından kentte arsa satışları arttı, fiyatlar yükseldi.


Sinop’a nükleer santral kurulmasıyla kentin gelişeceğine inanan yatırımcılar, arsa alımına başladı. Sinop ilçeleri ve çevre kentlerden il merkezine gelen vatandaşların arsa talebi artınca fiyatlarda da tavan yaptı. Kentte emlakçılık yapan Doğan Yılmaz, son bir yılda arsaların metrekaresinin 2-3 liradan 25-30 liraya yükseldiğini belirterek, "Arsa alanların sayısında 2 yıl öncesine oranla 3 kat artış var. Özellikle son bir yıldır arsa satışları yoğunlaştı. Son 7-8 aydır da çok ciddi bir artış var. Nükleer santral sonrasında vatandaşlar uzun vadede kar elde edeceklerini düşünüp arsa alıyorlar. Özellikle çevre illerden, Ankara ve İstanbul’dan buraya arsa almak için gelenler oluyor.Emlak sektöründe Sinop’ta hiç olmadığı kadar hareketli günler yaşıyoruz" dedi.

Sinop Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erol Derici ise ağırlıklı olarak Durağan ve Boyabat ilçeleri ile çevre illerden gelenlerin arsa aldığını söyledi. Derici, "Çok ciddi bir arsa talebi var. Nükleer santral kurulacağı için insanlar arsa almaya başladı. Görüştüğüm emlakçılar satmak için arsa bulamadıklarını söylüyor. Vatandaşlar nükleer santralin Sinop’a artı gelişimsağlayacağını düşünüp yatırım amaçlı arsa satın alıyorlar. Ben kente bir katkı sağlayacağını düşünüyorum" diye konuştu.

kaynak www.milliyet.com

Evet ekonomik açıdan katkı sağlıyacağı çok net bir şekilde şimdiden belli ,ama çevre açısından kaybedeceklerimizi düşündüğüm değer mi diye düşünmeden edemiyorum.
Haberin Devamı ►

10 Ekim 2013 Perşembe

7 milyarlık bayram

0 yorum

7 milyarlık bayram


Kurbanlıktan tatile, giyim kuşamdan market alışverişine kadar, 9 günlük bayram tatili 7 milyar liralık ekonomi oluşturacak. Bu yıl kurban sayısı 3 milyona ulaşacak, 1.2 milyon kişi tatile çıkacak.
Bu yıl 9 gün sürecek olan Kurban Bayramı, ekonomiye de canlılık getirecek. Tatil boyunca yapılacak tüm harcamalar dikkate alındığında bayramda 7 milyar TL’lik dev bir ekonomi oluşacak. 3 milyondan fazla hayvanın kurban edilmesi beklenen bayramda, yaklaşık 4.2 milyar TL’lik bir hayvan pazarı oluşacak. Yurt içi ve yurt dışı tatil programı yapan 1 milyon 250 bin kişinin de tatilde 750 milyon TL harcama yapacağı tahmin ediliyor. Perakende sektörüne de doping etkisi yapacak olan bayramda 550 milyon TL civarında giyim harcaması ve 600 milyon TL civarında market alışverişi yapılması bekleniyor. Ayrıca memleketine uçak ve otobüs ile seyahat edecek olan vatandaşlar 120 milyon TL bilet, kendi aracıyla yola çıkanlar da 100 milyon TL akaryakıt harcaması yapacak. Bu rakamların üzerine ekstra harcamalar da eklendiğinde bayram ekonomisi 7 milyar TL’yi aşıyor. 
1.2 milyon kişi tatile çıkıyor
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı (TÜRSAB) Başaran Ulusoy, 9 günlük tatil sürecinde 1 milyon kişinin yurt içinde 250 bin kişinin de yurt dışında tatile çıkacağını söyledi. Antalya ve Kıbrıs’ın tatil planında öncelikli yerler olduğunu belirten Ulusoy, kültür turlarında ise Doğu Karadeniz, GAP, Kapadokya ve Safranbolu turlarına yoğun talep gösterildiğini aktardı. Ulusoy, yurt dışı turlarıyla ilgili de vizesiz ülkeler başta olmak üzere, İtalya, İspanya, Fransa, Balkanlar, Afrika, Uzakdoğu, Dubai’nin ilgi gördüğünü belirtti.
Perakendede hareket başladı
Her yıl olduğu gibi bu yıl da perakende sektörü bayramı dört gözle bekliyor. Ucuz alışverişin adresi Mahmutbey’de yavaştan hareketlilik başlamış durumda. Esnafın beklentisi ise büyük. Yeme-içme ve kıyafet ile birlikte 1 milyar TL’yi geçmesi beklenen pazarda fiyatlarda geçen yıla oranla bir değişiklik yok. AVM’lerde de bayram telaşı başladı. Birçok markada yüzde 50’lere varan indirimler dikkat çekiyor.


Kaynak: stargazete.com/ekonomi/
Haberin Devamı ►

Kurban ekonomisi piyasalara bayram yaşatacak

0 yorum
Bayram alışverişleri, sadece hayvancılığa değil, ekonominin lokomotifi tüm sektörlere yarıyor. Bu yıl 10 milyon kişi seyahat edecek. Gıda ve tekstil alışverişleri ise bayram öncesi ve sonrası perakendecilerin yüzünü güldürecek.
EKONOMİ SERVİSİ 

Kurban Bayramı, kendi ekonomisini yaratıyor. Perakendeden hayvancılığa, turizmden gıda ve otomotive kadar tüm sektörler bayram bereketinden yararlanacak. Geçen yıl 3,5 milyar liraya ulaşan hayvancılık pazarının bu yıl 4 milyar liralık büyüklüğe çıkması bekleniyor. Ayrıca bu yılki Kurban’da tatilin 9 güne çıkması en büyük faydayı turizm sektörüne sağlayacak. Tur şirketleri, tatil turlarının neredeyse tamamını satmayı başardı. 1 milyon kişinin yurtiçine 250 bin kişinin de yurtdışına seyahat etmesi bekleniyor.

MARKETLER HAZIRLIK YAPTI 

Market zincirleri de bayrama hazır… Dev zincirler de Kurban Bayramı’nda iş başında olacak. Modern kesim tekniklerini kullanan marketler, Kurban Bayramı’nda İslami usullere uygun olarak veteriner, noter ve din görevlisi eşliğinde kesim yapacak. Büyükbaş kurbanlığın hisse fiyatı 695 lira ila 645 lira, küçükbaş kurbanlık fiyatları ise 675-575 lira arasında değişiyor. Satın alınan kurbanlıklarda 12 aya kadar taksit seçeneği sunan marketler, Türk Kızılayı ve ZİÇEV gibi kurumlara bağış da yapıyor.

DERİ VE OTOBÜS DE ETKİLENİR

Bayramın en çok hareketlendirdiği sektör ise şüphesiz karayolu taşımacılığı… Bu yıl bayramı süresince 341 firma, 8 bin 500 otobüsü ile yaklaşık 7 milyon yolcu taşıyacak. Ayrıca bayramda THK dışında dernek, vakıf, cami gibi kuruluşlar da deri toplayabilecek. Bu yıl Kurban Bayramı’nda deriden elde edilecek gelirin 100 milyon lirayı aşması bekleniyor. 
YAKLAŞIK 10 MİLYON KİŞİ YOLLARDA OLACAK
Bayramda yaklaşık 1,5 milyon kişi turlarla tatile çıkacak, 7 milyonu aşkın kişi de otobüslerle yollara düşecek. TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, Kurban Bayramı rezervasyonların yüzde 90’a ulaştığı belirterek, “Yurt içi turlarda 1 milyon civarında insan tatil yapacak ve yaklaşık 250 bin kişi de yurtdışına tatile çıkacak” dedi.
ERKEN MAAŞ ESNAFI UMUTLANDIRDI
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, geçen yıl 3,5 milyar lira olan kurbanlık cirosunun bu yıl  4 milyara çıkmasını beklediklerini ifade etti. Palandöken kamuda ‘erken maaş’ etkisiyle tüm sektörlerde 10 milyar liralık harcama beklediklerini de kaydetti. 
KREDİ KARTINA TAKSİTLE SATIŞ İMKANI DA VAR
Perakende gıda sektörünün büyük oyuncaları da bayram hazırlığına başladı. Migros’ta Kurbanlık koç fiyatları ise 575 lira ila 675 lira arasında değişiyor. CarrefourSA da kurban siparişleri adrese teslim edilecek şekilde web mağazasından sipariş verilirken, satın alınan kurbanlık lar özel emanet çadırında ücretsiz olarak bırakılabiliyor.

Haberin Devamı ►

Sonbahar Depresyonundan Kurtulmanın 10 Yolu

0 yorum

Sonbahar Depresyonundan Kurtulmanın 10 Yolu

Bu Sonbahar depresyonunu bizzat yaşayan biri olarak paylaşmak istedim.

Sonbahar geldi, soğuk kış günleri yaklaştı. Daha karanlık ve soğuk bir döneme giriyoruz. Yazın aydınlık ve ılık günleri geride kalırken, fiziksel ve sosyal şartlar insanların depresif hissetmesine zemin hazırlıyor. Liv Hospital Klinik Psikoloğu Beril Yardımcı sonbahar depresyonundan korunmanın 10 altın kuralını anlattı.
         1.  Odanıza gün doğsun!
Sonbahar depresyonunun belirtilerinden biri sabahları uyanma da yaşanan zorluktur. Kişi yeterinde uyumuş olsa bile yataktan kalkmak istemez. Yatak odasında zaman ayarlı aydınlatma sistemi kurmak ve alarmınız çalmadan yarım saat önce suni de olsa yatağınızda gün doğumunu hissetmek uyanmayı kolaylaştırır.
 2. Hayatınıza ışık sokun!
Hava serin ve karanlık diye güneş ışığından vazgeçmeyin! Özellikle gündüzleri bulutlu bile olsa dışarı çıkın ve güneş ışığını görün. Güneş ışığı doğal olarak beynin duygusal merkezini uyarır ve insanın iyi hissetmesini sağlar. Erken kalkın, perdeleri açın, dışarı çıkın.
 3. Hareket sizi kurtarır!
Soğuk hava terlememek için özür değildir. Spor merkezinde, evde veya hatta tercihen dışarıda kalbiniz 140’ın üzerinde çarpsın! Sadece kiloyu korumak ve sağlıklı kalmak için değil, günlük hayatın stresinden uzaklaşmak için de spora vakit ayırın. İyi bir egzersizin etkisi saatlerce sürer. Gün içinde daha fazla enerjiniz olur, metabolizmanız hızlanır, iyi hissettiren hormonlar salgılanır. Düzenli egzersiz kış uykusuna çekilmeye meyilli bedene yaşadığını hissettirir.
 4. Şekere dikkat!
Mutluluk, zindelik ve canlılık hissi veren seretonin hormonunun seviyesi düştüğünde, karbonhidratlara ve şekerli gıdaları tüketme isteği artar. Kışın özellikle de tatlı yeme eğilimi artar. Şekerli ve beyaz unlu gıdalara bağımlılık fizyolojik bir gerçektir. Bunlar bedende uyuşturucular gibi biyokimyasal sistemleri etkiler. Ne yediğiniz nasıl hissettiğinizi ciddi ölçüde etkiler.
 5. Sosyal hayatı unutmayın!
Arkadaşların, ailenin, iş arkadaşlarının, komşuları önemini azımsamayın. Her şeyi boş vermek istediğinizde kim size el uzatır? Sizi destekleyecek insanları aklınızda tutun, ihtiyaç duyduğunuzda size cesaretlendirmelerine izin verin. Bazen bir telefon, kahve sohbeti veya e-mail size canlandırır.
 6. Kışa heyecan katın!
Bir şeyi yaşamayı beklemek insanı motive eder. Sonbahar ve kış, havaların ısınmasını beklemek için çok uzundur. Size heyecan verecek bir hafta sonu gezisi, gece planı veya spor planları kışınıza renk katacaktır. Kayak, kızak, kar yürüyüşü, buz pateni gibi faaliyetleri heyecanla bekleyebilirsiniz.

7. Gevşeyin!
Meşgulsünüz. İş, ders, aile, arkadaşlar, randevular, buluşmalar meşgul olmaktan hoşlansanız dahi herkesin sakin kalmaya ihtiyacı vardır. Bazı sorumluluklara veya davetlere ‘Hayır’ demekten kaçınmayın ve birkaç dakika hiçbir şey yapmadan geçirin. Bu zamanda dikkatinizi içe döndürüp ruhsal olarak sakinleşmeye, bedensel olarak gevşemeye ayırın. Kendinize yardımcı olacak gevşeme egzersizlerini gündeme alın.
 8. Uyku: Ne fazla ne de az olmalı! 
İnsanlar soğuk havalarda doğal olarak daha uzun uyur. Bu fizyolojik bir ihtiyaçtır ve buna saygı göstermek gerekir. Zamanı iyi kullanarak ve disiplinli olarak, geceleri 7-8 saat uyumayı hedefleyin. Yatma ve kalkma saatini belli bir düzene oturtmak, hayata ritmini verir ve enerji seviyesini arttırır. İhtiyacınız olan düzeni bulun. Özellikle de hafta sonları çok fazla uyumamaya özen gösterin, bu insanı daha yorgun düşürebilir.
 9. Mevsimi kabul edin!
Mevsimlerin değişimi doğal bir akıştır. Bu değişimi yargılamak yerine izlemek ve detaylarını görmek insanın daha olumlu bir ruh hali içinde kalmasını sağlar. Sonbahar, kış, kendine özgü deneyimleri beraberinde getirir. Değişen doğasından, artan tiyatro sayısına, sebzelerinden televizyondaki programlara keyif aldığınız şeyleri fark edin. Kot giymek ve salep içmek ağustosta pek yapmadığımız şeylerdir.      
 10. Profesyonel destek alın!
Sıralanan belirtilerden üç ya da daha fazla sizin için 2 haftayı aşkın bir süredir geçerli ise profesyonel destek almaktan çekinmeyin: İsteksizlik-mutsuzluk, değersizlik–suçluluk hisleri, uyku bozukluğu–aşırı uyku hali, enerji azalması–yorgunluk, iştah değişikliği, sinirlilik, endişe-kaygı, konsantrasyon bozuklukları…
Haberin Devamı ►

Bütün şirketler en çok onları arıyor

0 yorum
O, dünyanın en popüler mesleği. Belli bir bölümü bitirmiş olma şartı aranmıyor. Ekonomik krizde bile işe alınıyorlar.

Dünya çapında bir şirketten küçük bir işletmeye kadar her daim en çok aranan meslek grubu, satışçılar. Yenibiris.com verilerine göre firmaların verdiği iş ilanlarında ilk sırada hep satış uzmanları yer alıyor.
Başarılı satışçılar, satış sonrası aldıkları keyfin bulunmaz olduğunu söyler. Satış, başarısı ve başarısızlığı somut olan bir iştir. Streslidir ama insanı dinç tuttuğu da söylenir. Eğer şu özellikleri taşıyorsanız harika bir satışçısınız veya öyle olacaksınız demektir. İşte firmaların ilanlarında yazmayan fakat öyle olması beklenen satış uzmanı özellikleri:

1-Sattığı şeye inanacak. İşin yapılışını, içeriğini, ürünü sevecek.
2-O ürün veya hizmeti kullanmış veya onunla birarada bulunmuş olacak.
3-Bulunduğu her ortamda lafı ürüne getirip ya alenen satacak ya da bir randevu için girişimde bulunacak.
4-Ne satarsa satsın işine eğlence karıştırabilecek.
5-Kendi kendini motive edebilecek.
6-Satmadığı zamanlarda bunun eksikliğini duyacak.
7- Uykusunda satış yapacak, randevu takip edecek, hatta satış kapatacak!
8-Mesai saatleri dışında da satış düşünecek ama bunu stres nedeni haline getirmeyecek.
9-Her yaptığı satışın sonunda mutlu olacak.
10-Satmak için ürünle ilgili yalan söylemeyecek.
Haberin Devamı ►

5 Ekim 2013 Cumartesi

Kıdem tazminatında yeni dönem Milyonlarca çalışanı ilgilendiren kıdem tazminatı sisteminde değişiklik yapılacak. Kıdem tazminatı yıllık değil, artık aylık hesaplanacak. Ayrıca kıdem tazminatı için fon kurulacak.

0 yorum
 Kıdem tazminatında devlet güvenceli dönem başlıyor.
Hesaplamada yöntem değişiyor; kıdem tazminatı yıllık yerine aylık hesaplanacak.
Kıdem tazminatı için bir fon kuruluyor. Evlilik, askerlik ve ev alma dışında 15 yıldan önce bu fondan çıkılamayacak.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Ekim ayı sonunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sunulacak yeni kıdem tazminatı düzenlemesinin ilk ipuçlarını verdi.
Bakan Faruk Çelik'in bazı gazetelere yaptığı açıklamalara göre; şirket iflas etse bile kıdem tazminatı ödemesi, devletin garantisinde olacak. Fonda, her çalışan adına bireysel hesap açılacak.
Yeni sistem, işe yeni başlayanlar için geçerli olacak. Mevcut çalışanların ise isteğine bağlı.
Ayrıca işveren, şu anda toplu olarak ödenen kıdem tazminatını aylık olarak ödeyecek. Böylece kıdem yükü birikmeyecek.
Çelik, düzenlemenin çalışanların geçmiş ve geleceğe yönelik hak kaybına uğramayacağı şekilde hayata geçirileceğini ifade etti.
Yine işverenden ve hükümetten yana bir kanun çıktı.İşçinin kazandığı haklarda azalma ve kısıtlmadan başka bir anlama gelmeyeceğini düşünüyorum.Ne diyelim hayırlısı olsun.
Haberin Devamı ►
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 

Copyright © İş Haberleri ve Ekonomi portalı Design by O Pregador | Blogger Theme by Blogger Template de luxo | Powered by Blogger