1 Eylül 2015 Salı

Altının gramı 8 ayda 18 lira kazandırdı! Yıla 88 liradan başlayan gram altının fiyatı, ağustos sonunda 106 liraya çıkarak, yüzde 20 kar oranıyla yatırımcısını güldürdü.

0 yorum
Küresel piyasalarda artan belirsizlikler ve yurt içinde TL'nin değer kaybına paralel olarak altının gram fiyatının yükselişi geleneksel "güvenli liman" yatırımcısının yüzünü güldürdü.
AA muhabirinin derlediği verilere göre, geçen yılın 8 aylık döneminde 83 liradan 89 liraya çıkarak gramında 6 lira kazandıran altın, bu yılın aynı döneminde ise 88 liradan 106 liraya yükselerek yatırımcısına gramında 18 lira kazandırdı. 

Gram altın 2014 yılına 83 liradan başlarken, yıl içinde aralık ayında 81,6 lirayla en düşük seviyesini ve mart ayında 99,7 lirayla en yüksek seviyesini gördü. Geçen yılın ağustos ayını 89 liradan tamamlayan gram altın, böylece 8 aylık dönemde yatırımcısına sadece yüzde 7 kazandırmıştı. 

ABD Merkez Bankası'nın (Fed) haziran ayında faiz artırımına gitmemesi ve eylülde de artışa başlayacağı ihtimalinin zayıflamasının yanı sıra küresel ekonomideki yavaşlama endişelerinin "güvenli liman" talebini artırması ve TL'deki değer kaybının etkisiyle altının gram fiyatı 24 Ağustos'ta 111 lira ile tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Böylelikle, 2015 yılına 88 liradan başlayan gram altın ağustos ayını 106 liradan tamamlayarak yılın 8 ayında yatırımcısına yüzde 20 kar ettirdi. Bu oran gram altının geçen yılın aynı dönemine göre yatırımcısına 3 kat fazla kazandırdığını ortaya koydu.

kaynak http://www.turktime.com/
Haberin Devamı ►

Hangi sektörler sanayi devrimine daha çabuk uyum sağlayabilecek? Endüstriyel internetin önemli şekilde etkilemesi beklenen sektörlerden biri havacılık.

0 yorum
Endüstriyel internetin getirdiği değişim en çok otomotiv, kimya ve lojistik gibi endüstrilerde göze çarpıyor.
OTOMOTİV: Mevcut durumda yüksek derecede otomatize olmuş otomotiv sektörünün Sanayi 4.0 gelişmelerine en hızlı adapte olan sektörlerden olması bekleniyor. Sektör oyuncularının karmaşık üretimlerini kolaylaştırmak ve süreçte iyileştirmeler yapabilmek için bu yeni teknolojilerden faydalanması önemli. Endüstriyel internetin sağladığı şeffaflık ve uzaktan kontrol imkanları sektörün ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte. Tasarımdan planlamaya, mühendislik ve üretime tüm süreçlerde farklı paydaşların bir arada olmasını gerektiren sektör, aynı zamanda tüm bu süreçlerin entegrasyonuyla önemli ölçüde iyileştirmeler yaşayacak.

KİMYA: 
Kimya sektöründe müşterilerin özel taleplerinin artmasıyla toplu üretimden uzaklaşılmaya başlanıyor. Yeni teknolojilerle üreticiler talep edilen kimyasalın özelliklerini bilgisayar ortamında hesaplayarak fabrikaya iletebiliyorlar. Tüm sistemi açıp kapatmak yerine kullanılan mikro-reaktörler üretimde esnekliği artırıyor. Sektörün güvenlik gereksinimleri de fabrikalarda daha az insan bulundurmayı ve otomasyonun artmasını gerektiriyor. Ancak yüksek yatırım maliyetleri kimya sektöründeki bu dönüşümü yavaşlatıyor, günümüzde mikro reaktörler Almanya ve İngiltere’de kullanılmaya başlanmış durumda.
LOJİSTİK: Lojistik sektörü hem gelişmelerden faydalanabilmek hem de diğer sektörlerdeki gelişime ayak uydurabilmek adına ilerlemek zorunda. Yüksek tüketici talepleri, azalan pazara sunuş süreleri ve fabrikaların giderek daha esnek üretim yapıyor olması değer zincirinin önemli adımı olan lojistik sektörünün de hızla gelişmesini gerektiriyor. RFID (Radyo Frekansı ile Tanımlama teknolojisi, radyo frekansı kullanarak nesneleri tekil ve otomatik olarak tanıma yöntemi) gibi gelişmelerin takip edilmesi ve uygulanması, veri üretimi ve analizi bu yeni dönemde lojistik sektörünün üretim değer zincirine dahil edilebilmesi adına önemli.Üretim sektörünün yanı sıra havacılık ve sağlık sektörlerinin de bu yeni gelişmelerden faydalanacağı öngörülüyor:
HAVACILIK: Endüstriyel internetin önemli şekilde etkilemesi beklenen sektörlerden biri havacılık. Bugün dünyada yaşanan gecikmeli uçuşların yüzde 10’u beklenmeyen motor arızaları yüzünden gerçekleşiyor. Yaşanan bu beklenmedik arızların global havacılık sektöründe yarattığı maliyete baktığımızda ise yaklaşık 8 milyon dolar gibi bir rakam çıkıyor karşımıza. GE tarafından geliştirilen bir sistem ile uçak yere iner inmez herhangi bir bakıma ihtiyaç duyulup duyulmadığı konusunda havayolu şirketlerinin bilgi sahibi olmasına yardımcı oluyor. Sadece Amerika Birleşik Devletleri’ndeki havayolu şirketleri göz önünde bulundurulduğunda bile sistemin yılda 60 binden fazla gecikmeli uçuşun önüne geçmesini sağlaması bekleniyor.
SAĞLIK: Sağlık sektörünün de endüstriyel internet çağından önemli ölçüde faydalanması bekleniyor. Sağlık sektöründe verimlilik kaybında küresel ölçekte yaşanacak yüzde 1’lik bir düşüş yılda yaklaşık 60 milyon dolarlık bir bütçenin israf edilmemesi demek oluyor. Yapılan çalışmalar, bir hemşirenin günlük mesai saatinin yaklaşık 21 dakikasını malzeme arayarak geçirdiğini gösteriyor. Endüstriyel internet teknolojileri sayesinde akıllanan hastaneler, hastalarını elektronik ortamda gözlemleyebilecek, onlarla iletişim kurabilecek. Bunun yanı sıra çalışan ve medikal ekipmanların kontrolünü de yine elektronik olarak gerçekleştirebilecekler. Böylelikle kurulan sistemler sayesinde doktor ve hemşirelerin hasta başına geçirdiği süre yaklaşık bir saat artış gösterecek.

kaynak http://www.sanayicidergisi.com/

Haberin Devamı ►

Piyasa seçime nasıl tepki verir? Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz, koalisyon belirsizliğinin piyasalara baskı yaptığını söylüyor. Erken seçimin negatif ekonomik sonuçlar doğuracağına dikkat çekiyor.

0 yorum
Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz, koalisyon belirsizliğinin piyasalara baskı yaptığını söylüyor. Yeniden bir seçime gidip de benzer bir sonuç çıkması ihtimalinin, politik belirsizliğin uzun sürebileceği endişesini beslediğine dikkat çekiyor. "Uzun sürecek bir politik belirsizlik ise kredi kurumlarından kredi notu düşüşü getirebilir. Döviz kurundaki yükseliş bu senaryoyu yansıtıyor" diyen Gerz olası erken seçimin piyasalara diğer etkilerini şöyle yorumluyor: 
"Döviz kurlarının bu seviyesi döviz borçlu şirketleri zorlayacak seviyelere geldi. Borsadaki şirketlerin çoğu döviz borcunu yönetebilecek kapasitede şirketler ancak KOBİ’lerden ödeme zorluğu çekenler olacak. Bankaların batık kredilerinde artış başlayacak. Kısacası politik belirsizlik uzun sürerse sadece finansal piyasalarda değil, reel ekonomide de sıkıntılı bir döneme neden olacak. Bu gerçekçi tablo karşısında AKP’nin MHP ile koalisyon seçeneğini zorlaması beklenebilir. Kısa vadede gidilecek bir erken seçimden benzer bir sonuç çıkma ihtimalini göze almaları rasyonel gözükmüyor. Ancak son çare buna gidilirse bunun negatif ekonomik sonuçlarına ülke olarak katlanmak zorunda kalacağız.
kaynak www.capital.com.tr
Haberin Devamı ►

Dolar 2.84'ü gördü! Dolar kuru bu sabah TL karşısında 2.8419 seviyesine kadar yükselerek güne yeni bir rekorla başladı.

0 yorum
Dün güne 2.77 civarında başlayan ve piyasaların kapanış saatlerinde 2.82 TL'ye kadar yükselen dolar/TL, bu sabah da güne 2.8419 seviyesine kadar yükselerek yeni zirvede başladı.
Bu arada Merkez Bankası, dolardaki yeni rekorun ardından devreye girdi. TCMB, dolar cinsi zorunlu karşılıklara, rezerv opsiyonlarına ve serbest hesaplara ödediği faizi yüzde 0,21'den, yüzde 0,23'e yükseltti.

Bu verilere göre TL, dolar karşısında yılbaşından bu yana yüzde 17'yi aşan bir değer kaybı yaşayarak gelişmekte olan ülke para birimleri arasında Brezilya ile birlikte en kötü performansı gösteren para birimi oldu.

kaynak www.capital.com.t
Haberin Devamı ►

İş Değiştirmede En Büyük Etken Çalışma Şartları

0 yorum
Türkiye’nin mavi yaka ve ara kademede lider insan kaynakları sitesi Eleman.net çalışanların işten ayrılma sebeplerini araştırdı. Ankete katılan 12 bin 535 aday arasında gerçekleştirilen araştırma çalışmasına göre, çalışanların işten ayrılmalarının başında çalışma şartları geliyor. Mavi yaka çalışanların yüzde 30’unun çalışma koşullarından dolayı işten ayrıldığını ortaya koyan araştırma çalışmasına göre, anketin yüzde 24,58’lik payını ise maaş politikası izliyor. Hemen ardından, yüzde 15,44 patronum, yüzde 15,31 kariyer planlarım, yüzde 9,61 iş yerimin uzak olması, yüzde 5,06 iş arkadaşlarım yanıtları yer alıyor.
Eleman.net mavi yaka çalışanların işten ayrılma sebeplerini araştırdı. 12 bin 535 mavi yaka ve ara kademe aday üzerinden gerçekleştirilen araştırma çalışmasında çalışanlara, “Bir önceki işinizden ayrılma nedeniniz neydi?” sorusu yöneltildi. Mavi yaka çalışanların yüzde 30’unun çalışma koşulları olarak yanıtladıkları ankette, yüzde 24,58 ile maaş, yüzde 15,44 patronum, yüzde 15,31 kariyer planlarım, yüzde 9,61 iş yerimin uzak olması, yüzde 5,06 ile de iş arkadaşlarım şıkları birbirini takip etti. Genelde mal veya hizmet üretimi yapan bir işletmede, sahada veya üretim tezgahı başında birebir emek sarf eden ve zihin gücüne oranla daha fazla beden gücüne dayalı işlerde çalışan mavi yaka adaylar çalışma koşullarından muzdarip. Bu nedenle iş değişikliklerinin en önemli sebeplerinin başında çalışma koşullarının kötü olması geliyor.
Bir önceki işinizden ayrılma nedeniniz neydi?
Çalışma şartlarım             % 30
Maaşım               % 24,58
Patronum           % 15,44
Kariyer planlarım             % 15,31
İş yerimin uzak olması   % 9,61
İş Arkadaşlarım % 5,06
ayrilis-rapor
Maaş ikinci planda
Şirketler açısından bakıldığında gündemini koruyan turn-over problemi ve müşterilerine sağlamış olduğu hizmeti aksatmama noktasında çalışan performansının önemi göze çarpıyor. Ancak çalışanların beklentileri de bu noktada devreye giriyor. Mavi yaka ve orta kademe personelin beklentileri ile şirketin sunduğu imkanlar arasındaki uyumsuzluklar ve şirketlerine olan aidiyet duygularındaki eksiklik iyileştirilmeye gidilmediği taktirde yeni iş arayışına dönüşebiliyor. Mavi yaka ve orta kademe çalışanlar için, mesai saatleri ve çalışma günlerini içeren çalışma koşulları son derece önemli bir etken olarak ortaya çıkarken; ücret, yan haklar ya da şirketin kurumsallığı, çalışma koşullarından sonra geliyor.
Türkiye’nin mavi yaka ve ara kademede lider insan kaynakları sitesi Eleman.net Murahhas Üyesi Savaş Ünsal, konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Eleman.net olarak gerçekleştirdiğimiz araştırma çalışması, mavi yaka ve ara kademe çalışanların çalışma koşullarından memnun olmadıklarını gösteriyor. Özellikle daha çok beden gücüne dayalı olarak çalışan mavi yakalıların beklentileri ücret ve yan haklardan önce, çalışma şartlarının iyi olması. Şirketler çalışanlardan yetenek ve özellikleri doğrultusunda başarıya ulaşması ve iyi bir performans ile çalışmasını bekliyor. Mavi yakalı çalışanların performansında ki artışı etkileyen faktörler, fikirlerinin önemsenmesi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve iş güvenliğinin artırılmasıyla sağlanabilir. İnsanın doğasında arama ve isteklerini yenileme olduğu bir gerçek. Bu da çalışanın işinden memnun olmasına karşın işini değiştirebileceği anlamını taşıyor. Çalışanlar kendileri için önemli olan ihtiyaçlarını iş yerinde ne oranda sağlarlarsa o oranda mutlu ve daha verimli olacaklardır.”
 kaynak http://ekonomiajandasi.net/
Haberin Devamı ►

İmalat sanayide daralma işareti

0 yorum

Markit Financial Information Services ile Türkiye’de işbirliği yapan İstanbul Sanayi Odası (İSO), ilk İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) verilerini açıkladı. İmalat PMI ağustosta 49.3’e gerileyerek tekrar daralmaya işaret etti.
İmalat sanayi satın alma yöneticisi endeksi (PMI) Ağustos ayında 49.3’e gerileyerek sektörün tekrar ılımlı bir daralmaya girdiğine işaret etti. Yeni siparişlerdeki güçlü olmayan daralma sayesinde üretim bir önceki aya kıyasla aynı kalırken, sektörün istihdamı altı yıldır ikinci defa düşüş kaydetti.
Markit tarafından İstanbul Sanayi Odası için hazırlanan imalat PMI, Temmuz ayındaki 50.1 düzeyinden 49.3’e gerilerken, bu yılın altı ayında daralmaya işaret eden 50’nin altında bir değer aldı. Endeksin Ağustos ayı seviyesi bu yılın ortalaması düzeyinde gerçekleşti.
Sektörün aldığı yeni siparişler Ağustos’ta art arda sekizinci defa daralma kaydetti. Yeni siparişler alt endeksi Temmuz ayındaki 49.8 düzeyinden 49.6’ya inerek sipariş hacminde
daralmanın zayıf da olsa sürdüğüne işaret etti. Şirketler devam eden siyasi belirsizliğin siparişler üzerinde baskı yarattığını belirttiler.
İhracat siparişleri ise TL’nin değer kaybetmesinin verdiği destekle zayıf da olsa artış kaydetti. Yeni ihracat siparişleri alt endeksi Temmuz ayındaki 47.7 düzeyinden Ağustos’ta 50.4’e yükseldi.
Sektörün üretimi ise birikmiş işlerdeki gerilemeye rağmen Ağustos’ta art arda ikinci defa yatay seyretti. Üretim alt endeksi Ağustos’ta 49.9 değerini alarak Temmuz ayıyla aynı
seviyede kaldı.
Sektör imalat kapasitesini yeni siparişlerdeki zayıf seyire göre ayarlamayı sürdürdü. İstihdam Haziran 2009’dan bu yana ikinci defa düşüş kaydederken, girdi stokları yedi ayın en sert düşüşünü kaydetti.
Girdi fiyatları ise TL’deki değer kaybı öncülüğünde 18 ayın en hızlı artışını kaydetti. Şirketler girdi fiyatlarındaki artışa paralel olarak fabrika çıkış fiyatlarını artırdı.
İmalat PMI istihdam, üretim, yeni siparişler, girdi stokları ve tedarikçilerin teslim süreleri alt endekslerinin ağırlıklandırılması yöntemiyle hesaplanıyor.

Daralma İstanbul’da güç kaybederek sürüyor

Öte yandan İstanbul imalat sanayi satın alma yöneticisi endeksi (PMI) Ağustos ayında sektörde daralmaya işaret eden 48.5 değerini aldı. Sektörde üretim, yeni siparişler, ihracat, istihdam ve satın alma faaliyetleri daralmayı sürdürdü, buna karşılık daralma bir önceki aya kıyasla daha zayıf bir hızda gerçekleşti.
Markit tarafından İstanbul Sanayi Odası için hazırlanan ve ilk defa bu ay yayımlanmaya başlayan İstanbul PMI Temmuz’da gördüğü 75 ayın, yani altı yıldan uzun bir sürenin, en düşük seviyesi olan 46.3’ten 48.5’e yükseldi. PMI bu yükselişe rağmen daralmaya işaret eden 50’nin altında kalmayı sürdürdü.
İstanbul imalat sanayinin aldığı yeni siparişlere bakıldığında yıl başından bu yana süregelen daralmanın devam ettiği görülüyor. Yeni siparişler alt endeksi Temmuz’daki 44.9
düzeyinden 48.8’e yükselmesine karşılık daralmanın sürdüğüne işaret etti. Şirketler zayıf talep ve siyasi belirsizliğin siparişlerde baskı yarattığını belirtti.
Sektörün yeni ihracat siparişlerindeki daralma ise dokuzuncu ayına girerken, bir önceki ayki 48 düzeyinden 49.2’ye yükselen alt endeks daralmanın gücünü yitirdiğine işaret etti.  Siparişlerdeki gerilemeye paralel olarak üretimdeki daralma da sekizinci ayına girdi. Buna karşılık Temmuz ayında 44.1 değerini alarak son 76 ayın en sert daralmasını kaydeden üretim alt endeksi 47.8’e toparlanarak üretimdeki daralmanın hafiflediğine işaret etti.
Girdi fiyat enflasyonu Mart ayından bu yana ilk defa güç kazanırken, imalatçılar fiyat artışlarının hızlanmasında TL’nin değer kaybının etkili olduğunu belirtti. Fabrika çıkış fiyatları da girdi fiyatlarındaki artışa paralel Mart ayından bu yana en hızlı yükselişi kaydetti.
 kaynak http://ekonomiajandasi.net/
Haberin Devamı ►
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 

Copyright © İş Haberleri ve Ekonomi portalı Design by O Pregador | Blogger Theme by Blogger Template de luxo | Powered by Blogger