29 Nisan 2013 Pazartesi

Çelik üretiminde gerileme yaşanıyor

0 yorum

Çelik üretimi "alarm" veriyor

Türkiye'de çelik üretimi, yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6 geriledi


Türkiye'de çelik üretimi, yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6 azalarak 8 milyon 493 bin tona geriledi.
Dünyanın en fazla çelik üreten ilk 15 ülkesi arasında yer alan Türkiye, söz konusu ülkeler arasında üretimi en fazla düşen 3'üncü ülke oldu.
Çelik üretimi verilerini değerlendiren Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, küresel piyasalarda 2013 yılı için belirsizlik öngörüsü olduğunu ifade etti.
Çin'deki yılın ilk çeyreğindeki yüzde 9,1'lik üretim artışının dünyadaki toplam üretim rakamlarının pozitif çıkmasında belirleyici olduğunu anlatan Yayan, "Çin'in üretimi dünya çelik üretiminin yüzde 48'ine karşılık geliyor. Dolayısıyla Çin'deki artış, dünyanın diğer bazı ülkelerindeki daralmanın etkilerini azaltabiliyor" dedi.
Aynı dönemde çelik üretiminin en fazla düştüğü ülkenin yüzde 17,7 ile İtalya olduğunu belirten Yayan, Türkiye'nin yüzde 5,9 ile ABD'nin ardından 3'üncü sırada yer aldığını kaydetti.
"Verilerin çok anlamlı olduğuna" işaret eden Yayan, "Türkiye'deki çelik sektöründe yaşanan sıkıntıların geldiği noktayı ortaya koyması açısından önemli. Şimdiye kadar dile getirdiğimiz 'zorlanıyoruz' şeklindeki açıklamalarımızın gerçek olduğunu gösteriyor" diye konuştu.

-"Rahatsızlık duyuyoruz"

Üretimdeki azalışta AB pazarındaki daralmanın etkisi bulunduğunu anlatan Yayan, geçen yıl bölgeye yapılan demir-çelik ihracatının bir önceki yıla kıyasla yüzde 31,5 azalarak 2 milyon 519 bin ton seviyesinde kaldığını söyledi.
AB'ye ihracatın 2007 yılında 6 milyon 300 bin ton civarında olduğunu dile getiren Yayan, "(Üretimimiz nasıl düştü?) diye sorduğumuzda son yıllarda sürekli kan kaybettiğimizi görüyoruz. 2012 yılında AB'ye yönelik ihracatımız yüzde 31,5 azalırken, ithalatımızın yüzde 16,7 artış göstermesi taraflar arasındaki çelik dış ticaret açığının yüzde 80 seviyesine tırmanmasına yol açtı. Yani bir taraftan ihracatımız düşerken, diğer taraftan ithalatımız arttığı için ihracatın ithalatı karşılama oranında ciddi bir gerileme var" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de çelik üretiminin geçen yılın son çeyreğinden itibaren gerilemeye başladığına dikkati çeken Yayan, bu durumun 2013 yılının ilk çeyreğinde devam etmesinden rahatsızlık duyduklarını ifade etti. Kapasitenin iç talebi karşılayacak düzeyde olmasına karşın üretimin düşmesinin nedeninin, "ithalata karşı korunmasızlık" olduğunu ileri süren Yayan, dahilde işleme rejimi gibi bazı mekanizmaların ithalatı teşvik edici özellikler taşıdığını belirtti. Yayan, "Türkiye ödemeler dengesindeki açığı kapatmak için üretici sektörlerden yararlanacaksa Türk çelik sektörü bu konuda sorumluluk yüklenmeye hazır" diye konuştu.
2012-2013 yılları ocak-mart dönemleri itibarıyle dünyada en fazla çelik üreten ilk 15 ülkeye ilişkin rakamlar (bin ton) şöyle:
Ülkeler20122013Değişim
yüzde
Çin175.881191.8919,1
Japonya26.56626.6300,2
ABD23.21121.458-7,6
Hindistan19.26819.8262,9
Rusya18.08717.223-4,8
Güney Kore17.30916.381-5,4
Almanya10.84610.814-0,3
Türkiye9.0238.493-5,9
Ukrayna8.3428.3790,4
Brezilya8.7258.345-4,4
İtalya7.4396.125-17,7
Tayvan5.2495.087-3,1
Meksika4.4194.5533
Fransa4.1483.978-4,1
İran3.6263.6400,4
Toplam378.790387.5962,3

Not: Toplam üretim miktarına ilk 15 ülke dışındaki ülkelerin üretimleri de dahildir.



Haberin Devamı ►

Düğünler başladı, 20'den fazla sektör hareketlendi

0 yorum


Yaz bereketiyle geliyor.Sünnet ve düğün sezonunun başlaması ile birlikte 20 geçen sektörde hareketlilik yaşanıyor.


Düğünler başladı, 20'den fazla sektör hareketlendi

İlkbahar aylarıyla yoğunlaşmaya başlayan düğünler, kuyum, mobilya, beyaz eşya, gelinlik, fotoğraf gibi 20'den fazla sektöre hareket kazandırıyor                                   






Türkiye'de bütçesi yıllık 15 milyon liraya ulaşan düğün, sünnet, nişan törenleri, 20'yi aşkın sektöre hareket kazandırıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de 2012 yılında 603 bin 751 kişi evlendi. İstanbul 110 bin 478 nikahla ilk sırada yer alırken, Ankara'da 36 bin 191, İzmir'de 32 bin 403 çift dünya evine girdi.
İstanbul Toplantı ve Düğün Salonları İşletmecileri Esnaf Odası (İSTDO) Başkanı Ümit Yaşar Demir, Türkiye'de düğünsektörünün her yıl yüzde 10 büyüdüğünü bildirdi. Her 3 kişiden birinin evlenme çağında olduğunu ve bu genç nüfusun büyümeyi tetiklediğini belirten Demir, gelir artışıyla birlikte harcamaların da arttığını vurguladı.

-"Gelir düzeyi arttı organizasyonlar renklendirdi"

"2001 yılında kişi başına 2 bin 500 dolar olan milli gelir, artık 10 bin dolara seviyelerine çıktı.Düğün etkinlikleri için harcanan bütçe de 10 yılda 4 kat arttı" diyen Demir, 10 yıl önce yalnız pasta kesilerek yapılan düğünlerin yerini, yemekli, bütçeye göre farklı aktiviteleri barındırandüğünlerin aldığını belirtti.
Demir, "İstanbul'da bir otelde gerçekleştirilecek düğün maliyeti davetli başına 100-250 TL, restoranlarda ise kişi başına maliyeti 75-150 lira arasında. Düğün salonundaki maliyet ise 2-7 bin lira arasında değişiyor" dedi.
Düğün, nişan ve sünnet törenlerinin Türkiye'de ekonomiye önemli oranda katkı sağladığını savunan Ümit Yaşar Demir, bir düğün hazırlığının, beyaz eşya, mobilya, gelinlik damatlık,düğün salonu, kuaför, çiçek, fotoğraf ve video çekimi gibi 20'den fazla iş kolunu hareketlendirdiğini söyledi.

-Yıllık 15 milyon liralık harcama

Demir, geçen yıl evlenenlerin düğün nedeniyle ortalama 20 bin lira civarında harcama yaptığını, yıllık 12 milyon liralık ekonomik hareketliliği sağlayan bu rakamın sünnet ve nişan törenleriyle 15 milyon liraya ulaştığını, Türkiye'de evlilik için yapılan harcamaların otomotiv sektörüne yapılandan daha büyük bir rakam olduğunu bildirdi. Çiftlerin bu süreçte birçok eşyayı yeni aldığını, sünnet düğünü yapanların dahi evlerini boyattığını, hatta mobilyalarını yenilediğini kaydeden Demir, "Düğüne gidenlerin yaptığı hazırlıkları da bu olayın içine katarsak, düğün sektörünün dünyada adı konulmamış en büyük sektör olduğunu söyleyebiliriz" diye konuştu.
Düğünler için alınan yüzde 18 tutarındaki KDV'yi eleştiren Ümit Yaşar Demir, düğünlerin "eğlence sektörü" arasında değerlendirilmemesi, yeni yuva kuran ailelerden KDV alınmaması gerektiğini savundu.

-İzmir'de ilgi kır düğününe

İzmir Düğün Salonları Derneği Başkanı Levent Demirkurt ise İzmir'de yaz aylarında kır düğünlerine ilginin daha fazla olduğunu söyledi. Ekim, kasım, aralık aylarında kapalı salonlarının, bunun dışında kalan dönemlerde ise kır bahçelerinin tercih edildiğini vurgulayan Demirkurt, bunun da ruhsatsız çalışan bir çok işletmenin türemesine yolaçtığını söyledi.
"İzmir'de mantar gibi kır bahçesi açılıyor" diyen Demirkurt, belediyelerin konuya ilgi göstererek ruhsat denetimlerini sıklaştırması gerektiğini bildirdi.





Haberin Devamı ►

23 Nisan 2013 Salı

Dünyanın kaçıncı zenginisiniz? Tıklayın öğrenin

0 yorum

Dünyanın kaçıncı zenginisiniz? Tıklayın öğrenin

Forbes ve benzeri kuruluşlar tarafından yıllık olarak yayınlanan 'en zenginler' listelerine aşinayız. Dünyanın en varlıklı insanlarının sıralandığı bu listeler aynı zamanda ülkelere, yaş aralıklarına veya sektörlere göre de çeşitlilik gösteriyor. Bu yazıda bahsedeceğimiz site ise ilk 100 veya ilk 500 ile sınırlı kalmayıp tüm dünya nüfusunun yer aldığı bir liste sunuyor.  Global Rich List isimli sitede yıllık gelirinizi belirterek dünyanın en zengin kaçıncı kişisi olduğunuzu ve yüzde kaçlık dilime girdiğinizi görebiliyorsunuz. Tüm para birimlerinin sunulduğu uygulamaya yıllık net kazancınızı girmeniz yeterli.

Global Rich List'i geliştiren Poke London ekibi uygulamayı Forbes ve Times gibi liste oluşturan kurumlara tepki için çıkardıklarını dile getiriyorlar. Özellikle batılı ülkelerde yaşayan insanların bu tür listeler sebebiyle ne kadar az kazandıklarını düşünmelerini engellemeyi amaçlayan uygulama ile (batılı ülkeler için) ortalama bir gelire sahip olan kişiler rahatlıkla yüzde 1'lik dilime girebiliyorlar. Örnek olarak yukarıdaki %0.87'lik dilime girebilmek için yıllık 40 bin TL gelire sahip olmanız yeterli.  Poke London ekibi de bu veriye dikkat çekerek ABD'de fakirlik sınırında yaşayan 5 kişilik bir ailenin yüzde 1'lik dilime girebildiğinin altını çiziyor

Haberin Devamı ►

18 Nisan 2013 Perşembe

Memur maaşlarında yeni düzenleme

4 yorum

Memurun maaşı 2 bin lira artıyor

Üniversite mezunu memurlara yeni bir imkan geliyor. Yapılacak sınavla kariyer uzmanlık hakkı verilecek memurların maaşları da 2 bin lira birden artmış olacak


Sendikaların üniversite mezunu memurlar için getirdiği öneri kabul görürse kariyer uzmanlığa atanacak çalışanların maaşları da artacak. Böylece kariyer uzmanlık için yapılacak özel sınavı kazanacak üniversite mezunu memurların maaşlarında ortalama 2 bin lira artış sağlanacak. Hükümetin hazırladığı taslak ile mesleğe yarışma ve yeterlik sınavı ile girilen kariyer mesleklere yardımcılık süresi 3 yıldan 2 yıla indiriliyor.

YENİ MAAŞ 4 BİN 300 LİRA OLACAK
Sendikalar ise bu düzenlemenin yasalaşması ile, kurumlarda çalışan, konusunda ehil olan memurların da KPSS sınavına girmeden ve yaş şartı aranmadan kariyer uzman kadrolarına atanması için kontenjan ayrılması konusunu gündeme getirdi. Sendikaların kurumda çalışanlara uzmanlık sınav hakkı verilmesi önerisinin yasalaşması ile, üniversite mezunu memur KPSS sınavına girmeden sınavla kariyer uzman kadrosuna atanabilecek. Halen üniversite mezunu memur bin 750, şef 2 bin 100, müdür ise 3 bin lira maaş alırken, işe yeni giren uzman yardımcısı 2 bin 900 lira, kariyer uzman 3 bin 750 lira maaş alıyor. Kıdemine ve derecesine göre bu maaş 4 bin 300 liraya çıkabiliyor.

KPSS'YE GEREK KALMIYOR
Kurumlarda çalışan; memurlara maaşlarında 2 bin lira artış olanağı geliyor. Sendikaların önerilerinin yasalaşması ile halen kurumda çalışan memurlar, KPSS sınavına ve yaş şartına tabi olmadan kurumlarınca açılacak sınavlarda başarılı olmaları halinde, kariyer uzman kadrolarına atandıklarında, maaşlarında ortalama 2 bin lira maaş artışı sağlanacak.

SENDiKALAR NE DiYOR?
MEMUR-SEN Başkanı Ahmet Gündoğdu: "Toplam uzman kadro sayısının en az yüzde 30'u, 45 yaş sınır olarak belirlenmek üzere kurum çalışanları içerisinden sınavla atanmalı. Uzman yardımcılarının uzmanlığa geçişinde, tez hazırlanması yeterli görülmeli, tezin yanında yazılı-sözlü sınav uygulaması olmamalı. İlgili sınavlarda başarılı olanlar uzmanlığa atanabilmeli."

KAMU-SEN Başkanı İsmail Koncuk: "Kurum içinde çalışanların da kariyer ünvanlara atanabilmelerinin önü açılmalıdır. Kurumun ihtiyaç duyduğu kariyer unvan kadrolarının yüzde 50'si kurum içinden atanacak personele ayrılmalı, ancak kurum dışı şartların aynı kalması gerektiğini düşünüyoruz. Eğer bir kimse uzman ise dil bilmesi gereklidir. Kurum içinden gelenlere yaş, yabancı dil ve tezşartı kaldırılmalı. Bu işi sulandırmamak gerekir."

Haberin Devamı ►

Şirketler için özel haber 1 Temmuzda bir dönem sona eriyor.

0 yorum

Tüm noter işlemleri KEP sistemiyle internetten yapılabilecek. Zaman ve maliyet tasarrufu sağlayan sistem, 1 Temmuz'dan itibaren tüm şirketler için zorunlu.


Bugüne kadar noter üzerinden yapılan birçok işlem artık internet üzerinden gerçekleştirilebilecek. Türkiye Noterler Birliği Vakfı'nın bir iştiraki olan TNB şirketinin geliştirdiği Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) sistemi sayesinde kurumsal abonelik işlemleri, banka talimatları, ekstre gönderimleri, kamu kurumları ile yazışmalar, ihale duyuruları, sözleşme fesihleri, dava sonuçlarının gönderimi, telifli içeriklerin paylaşımı, yerel ve idari şikayetler, hizmet talepleri, ev sahibi ile kiracı arasındaki yasal bildirimler ve özel yaşamla ilgili onlarca farklı konu, KEP sistemi üzerinden kişi ve kuruluşlara elektronik olarak iletilebilecek. Şirketler bu sayede hem zamandan hem de maliyet açsından tasarruf sağlayacak. Projenin tanıtım toplantısında konuşan TNB KEP Genel Müdürü Kürşat Güney, Türkiye'de ilk kez böyle bir uygulama yapıldığını ve bu sayede şirketlerin bürokrasi engellerini azaltabileceklerini söyledi.


KEP ZORUNLULUĞU VAR
1 Temmuz'da yürürlüğe girecek olan Türk Ticaret Kanunu ile Türkiye'deki tüm limited ve anonim şirketlerin bir KEP sahibi olma zorunluluğu olduğunu hatırlatan Güney, sisteme üyeliğin yıllık 40 TL olduğunu ve gönderi başına ise 1.5 TL ücret alındığını belirtti. Güney, şöyle devam etti: "Sistem 20 yıl boyunca düzenli bir şekilde gönderi delillerinin saklanması imkanı sunuyor. Ayrıca KEP ile gönderilen elektronik iletilerin içerikleri değiştirilemediği için, yeni TTK'da yasal, hukuken geçerli elektronik posta gönderim şekli olarak tanımlanıyor."

kaynak www.milliyet.com
Haberin Devamı ►

8 Nisan 2013 Pazartesi

2013'te parayı ne yapmalı ?

0 yorum
Parayı ne yapmalı?
Faiz yüzde 6'nın altına indi. Vatandaş arayışta...


Bu yıl enflasyonun yüzde 6.5 olması bekleniyor. Mevduat faizleri net yüzde 6. Bono faizi ise yüzde 6’nın bile altına düştü. Asgari ücretli kadar kazanmak için 200 bin lira gerekiyor. Dolarda en doğru noktada al-sat yapılsa bilekazanç yüzde 5.8

Faiz oranları gerileyerek yüzde 6 düzeyine geldi. Gelecek yıl enflasyon beklentisi yüzde 6.5 düzeyinde. Şimdi yüksek miktarda faiz almaya alışmış vatandaşlar soruyor ‘paramızı ne yapalım’ diye. Paradan para kazananlar için değil (zaten onların paralarını yöneten uzmanlar var) emeklilerin, ileride başını sokabilecek bir ev alma hayalindeki vatandaşın birikimlerinin enflasyona ezdirilmemesi için hazırladık ‘Paranın Yeni Rotası’nı. Türkiye’de birikim deyince akla ilk gelen banka mevduatı, bono faizi ile dolar ve Euro’dan oluşan döviz yatırımlarından başlıyoruz bugün. Bugün için çıkan sonuç pek iç açıcı değil ama sabredin. Önce kötü haberden başlayalım sonra iyi haberi önümüzdeki günlerde vereceğiz.

BONO ALSANIZ BELKİ ZARAR BİLE OLUR

Ekonomistlerin beklediği enflasyon yüzde 6.5. Merkez Bankası yüzde 5.3 bekliyor ama şimdi yüzde 7 olan düzeye bakıldığında yüzde 5.3’e inmek pek kolay değil. Bankaya mevduat yapmaya gidiyorsunuz en iyi ihtimalle yüzde 7 faiz veriyorlar. Vergiyi düşünce (stopaj) net yüzde 6 bile kalmıyor. Ancak 189 bin liranız olmalı ki aylık 773 lira olan asgari ücretli kadar para kazanabilesiniz. Banka az faiz veriyor deyip devlete borç verdiğimizde yani Hazine bonosu aldığımızda da durum farklı değil. Faiz yüzde 6’nın altına düştü bile. Üstelik faiz oranları da şu sıralar enflasyon ve Türkiye’ye gelecek olan sıcak paranın kesileceği korkusuyla yükselme eğiliminde. Şimdi bono alıp 1 ay sonra satmaya kalksanız belki zarar edeceksiniz. Bonoda da işler iyi değil ama ‘illa da bono’ diyorsanız sizin için paranızı enflasyona karşı koruyacak bir yatırım aracı bulduk: Enflasyona endeksli kâğıtlar. Enflasyona endeksli kâğıtlarda 6 ayda bir faiz hesaplanıp size faiz ödeniyor. İşin güzel tarafı geçmiş enflasyon hesaplanıyor ve üstüne de bir miktar daha faiz veriliyor. Böylece paranız enflasyona karşı kesin olarak korunuyor.

EN AZ ÜÇ YIL VADELİ ENFLASYON BONOSU YATIRIMCIYI KURTARIR

Ancak uzmanlardan uyarılar var. Ali İhsan Gelberi “Enflasyona endeksli kâğıtların vadesi uzun ve likiditesi yok. Yani kolay alıp satamazsınız” diyor. Endeksli kâğıtlar vadesine kalan süreye göre 10 yıla kadar çıkıyor. En az 3 yıl vadeli enflasyona endeksli değişken faizli bono almak lazım. Çünkü ancak 3 yıl üstü kâğıtlar enflasyona karşı vatandaşı koruyabiliyor. Daha düşük vadeli olanların fiyatı çok düştüğü için faiz kurtarmıyor.

Doların kazandıracağı yok bir de kredi notu artarsa... 

Dolar geçtiğimiz 350 işgününde 1.73-1.83 bandinda hareket etti. Yani en doğru yerde alım yapıp yine en doğru yerde satsanız yüzde 5.7 kazanırsınız. Döviz yatırımcısı sıkça al/sat yapmayıp döviz mevduatta beklediği için sadece yaklaşık yüzde 2.5-3 dolar faizi kazanıyor. Diğer yandan kısa süre önce Türkiye’ye karşı olumsuz tavır içinde bulunduğu genel kabul görmüş Standart and Poor’s’un bile kredi notunu yükseltmesi önümüzdeki dönemde Moody’s’in de not artıracağı beklentisi yarattı. Eğer Moody’s not artırırsa Türkiye iki kuruluştan birden ‘yatırım yapılabilir ülke’ konumuna yükselecek. Fitch’in notu şu anda ‘yatırım yapılabilir’ düzeyde. Böylece trilyon dolarlık fonlar Türkiye’ye yatırım yapabilecek. Bu da doların ve Euro’nun daha da gerileyeceği anlamına geliyor. Tabii öngörüler önemli bir kriz çıkmayacağı varsayımıyla yapılıyor. Yoksa grafikte de görüleceği gibi 2008’de doların yüzde 57, 2011‘de de yüzde 37 fırladığını hatırlatalım. Ama tabii dolar fırladığı düzeyden aşağı doğru kaymayı da ihmal etmiyor.

Cem Muratoğlu / Odeabank Bireysel Bankacılık GMY 
‘6 AYDAN KISA VADEYİ TERCİH ETMEYİN’
Piyasadaki sıkışıklık ve iniş çıkışlara rağmen dolar ve Euro’da önemli bir yükseliş olmadı. Eğer mevduattan vazgeçmiyorsanız 6 ay ve daha uzun vadeyi tercih edenler hem daha çok faiz alır hem de daha az vergi öder. 6 aydan yüksek mevduat ile düşük arasında yüzde 0.25 puan fark var. Vergide 6 aydan düşük mevduat yüzde 15, 6 aydan yüksek ise yüzde 12 vergiye tabi. Ancak yatırımcı biraz daha risk alıp yüksek getiri elde edebilir.

Cem Yalçınkaya / Perform Portföy Yönetimi Ortağı 
‘CARİ AÇIK AZALACAK DOLARA İHTİYAÇ AZ’ 

Parasal genişlemenin tüm dünyada tek moda politika olduğu dikkate alındığında faizlerdeki yükseliş enflasyon görülene kadar sınırlı kalır. Enflasyon korkusu olduğu olduğu için aşağı doğru gelmesini de beklemiyorum. Önümüzdeki dönem dövizden de bir şey beklemiyoruz. Büyüme düşük seyrediyor, bu durum cari açığı dövizde ciddi bir yükseliş yaratacak kadar büyütmez.

Ali İhsan Gelberi / Garanti Bankası Eko. Araş. Müdürü 
‘ALIM SATIM TARİHİNİ AYARLAMAK ZOR’ 

Finans piyasalarında trendler önemli. Yılda iki kez trend genellikle değişir. Şu anda trend gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere fon akımı. Bu nedenle daha az riskli enstrümanlara yatırım yapmak lazım. Ama vatandaşa dövizi önermiyorum. Çünkü dövizin yükselmesi ve düşmesinden para kazanılabilir ama bunu yakalamak vatandaş için çok zor.

Fatih Keresteci HSBC Bank Stratejisti 
‘2013’TE FAİZ DE DOLAR DA DÜŞECEK’ 

Japonya dahil tüm ülkeler parasal genişlemeye gidiyor. Buna Avrupa bile dahil olabilir. 2013’ün geri kalan kısmında parasal genişleme devam edecek, hatta artacak. Bol ve ucuz likidite getirisi nominal olarak yüksek olan Türkiye gibi ülkelere gelir. Ancak Merkez Bankası önlem alıyor. Türk Lirası değerlenirse faiz indiririm diyor. Böyle olunca faizler, özellikle iki yıl ve daha az vadeli bono faizleri aşağı gelir.

Haberin Devamı ►
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 

Copyright © İş Haberleri ve Ekonomi portalı Design by O Pregador | Blogger Theme by Blogger Template de luxo | Powered by Blogger