25 Ağustos 2012 Cumartesi

Ücretsiz bilgisayar eğitimi alabileceğiniz yerler

0 yorum
İşe girerken istenilen en önemli özelliklerden biri de bilgisayar bilgisi.Artık her alanda bilgisayar ve internet ayrılmaz birer parça gibi.

internet üzerinden online eğitimlerde gerçekten çok güzel ve faydalı.yenibiriş.com bu konuda araştırma yapmış.Online ve ücretsiz olarak bilgisayar eğitimi alabileceğiniz yerleri bizlerle paylaşmış.

İşte bu eğitimler hangi sitelerde veriliyor;

İnternetten eğitim, tüm dünyada giderek gelişen bir platform oluşturmaya başladı. İnternet ağları üzerinden işleyen online eğitim sistemleri, bilgilenme ihtiyacını, her yaş ve düzey için, zaman ve mekandan bağımsız bir biçimde gidermeye imkan tanıyor. En çok rağbet edilen ise bilgisayar eğitimi. 

Yüksek miktarlarda para ödemeden eğitim alabiliyor ve kısa sürede de teknik bilgiye sahip olabiliyorsunuz. Bunun için gereken sadece internet erişimli bir bilgisayar ve temel bilgisayar bilgisi. Internet sitelerinin büyük bir kısmı eğitimleri ücretsiz sunuyor. Zamanla fazlalaşan bilgisayar eğitim siteleriyle MS Office, Photoshop, Flash gibi programları öğrenmek mümkün.
 
Peki sadece internetten eğitim alarak örneğin bir web tasarımcısı olunabilir mi? Bir şirkette veritabanı yöneticisi olarak çalışan Cenk Fırat, yüklü paralar karşılığı web tasarımı yapan kişilerin (webmaster) bu işin okulunu okuyarak sahip oldukları bilgi birikimine, isteyenin internetten pekala ulaşabildiğini söylüyor. Geriye yaratıcılığı konuşturmak kalıyor.
 
İnternette hızla yaygınlaşan eğitim sitelerini araştırdık. Bu sitelerdeki konular  programcılıktan, grafikerliğe, web tasarımcılığına kadar uzanıyor. Eğer mevcut dersleri sırasıyla ve disiplinli bir şekilde takip ederseniz, seviye de atlama şansınız var. Ne kadar sürede bu yetkinliğe sahip olup olamayacağınız ise aldığınız eğitimin içeriğine bağlı.
 
NEREDE NE VAR
Peki, bu eğitimleri hangi siteler veriyor?
 
www.uzmantv.com: En alt seviyeye uygun eğitimleri veriyor. Eğitimi basit bir şekilde videoyla gösteriyor.
 
www.online-egitim.blogspot.com: MS Office programlarını öğrenebilirsiniz.
 
www.sanalkurs.net: MS Office programlarını burdan da öğrenmek mümkün.
 
www.sistemuzmani.comwww.cozumpark.comwww.webdersleri.comwww.flashdersleri.com, ve www.mshowto.org: Bu siteler Photoshop ve yazılım eğitimleri veriyor.
 
Bunların dışında uygun fiyata eğitim alabileceğiniz siteler de var. Örneğin www.bilgikurdu.netMS Office eğitiminin hepsini 60 TL, Word ya da Excel eğitimini tek başına 29 TL olarak ücretlendiriyor.
 
Nereden ne eğitimi alırsanız alın; bol pratik, üstüne yaratıcılığınızı katıp kendinize ait bir tarz oluşturdunuz mu bu iş tamamdır.

kaynak www.yenibiris.com
 
Haberin Devamı ►

İnternet girişimcilerine öneriler

0 yorum
İş dünyasına az sermaye ile işe başlayan girişimcilerin en çok tercih ettiği alan sanal ortamlar olmaya devam ediyor.Hızla gelişen internet ve e-ticaret hacmi gerçekten çok büyük.

İş fikrinize güveniyor ve internette girişimci olmak istiyorsanız,işte size birkaç öneri ;

İş fikrine güveniyor musun? Risk almaya hazır mısın? Seni nelerin beklediğini biliyor musun? İnternetin iş yaşamına girmesiyle beraber yeni iş modelleri ortaya çıktı. Bu yeni iş modellerine insan gücü yetiştirmek amacıyla son dört beş yıldır üniversitelerde e-ticaret programları var... 



Yönetim bilişim sistemleri ya da enformatik bölümler adı altında, genelde tezli ve tezsiz yüksek lisans programları son yıllarda yaygınlaşıyor. Yrd. Doç. Dr. Keti Ventura’ya göre mezun olunan lisans programı ne olursa olsun daha sonra mutlaka bir işletmecilik altyapısına sahip olmak şart. Bunun için okuldan sonra işletme mastırı yapabilir veya bir e-MBA programına yazılabilirsiniz.
Deneyim şart mı?
Internette kendi işini kurmuş insanların çoğu bunun için biraz iş deneyiminin olması gerektiğini söylüyor. İnternette iş kurmak zor değil. Belli alt yapılar, paket programlar var; size gerekenleri alır, sistemi kurarsınız. Fakat girişimci olacak kişinin biraz da olsa iş deneyimi olması, iş hayatını bilmesi işin devamı açısından çok önemli. Düşünün, sizin dışınızda binlerce insan da aynı yoldan para kazanmaya başlayabilir. Zaten çok sayıda rakibiniz olacak, hazırlıklı olun.
İşimi kurayım elemanlarım çalışsınHayır, ekibinizden daha da fazla çalışmanız gerekecek. Normalde maaşlı bir işe girdiğinizde ne kadar yoğun olursa olsun genellikle sabah 9, akşam 6 mesai düzeniniz olur. Fakat girişimci olduğunuzda o iş her zaman sizinle olacak. Haftasonunda da çalışacaksınız, tatilde de...
 
 Öne çıkacak yeni alanlar
E-ticarette alışveriş çok popüler. İnsanların % 62’si satın alma kararından önce internette mutlaka araştırma yapıyor, %11’i internetten alım yapıyor. Tabi şimdilik; bu oran sürekli artıyor. Bunun yanısıra diğer alanlarda internet kullanıcıları giderek daha bilinçli davranıyor. Zaman geçiyor, internet kullanıcıları da yaşlanıyor, yaşlanacak. Girişimci Çağlar Erol, sağlık konusunda kaliteli içeriğin çok tutulacağını düşünüyor. Bu içerik zamanla, hatta şu anda da çok büyük değer kazanmış durumda. Seyahat da gelişmekte olan diğer bir alan.
Melek yatırımcı
Belli bir konuda bilgisi olan melek yatırımcı, bu konuda yeni başlayanlara (küçük boyutlu şirketlere) yatırım yapar. Hem para hem de deneyimini koyarak o şirketlerin büyümesine destek olur. Türkiye’deki melek yatırımcı sayısı ne yazık ki kısıtlı.
Zorluklar
Girişimciliğe adım atarken en büyük zorluk, sermaye. Maddi durumunuz yeterli olsa da zorlanırsınız, o ayrı. Çok büyük bir risk alıyorsunuz. Sonrasında deneyim önemli. Bütün dünyada onbinlerce projenin gelişmiş, batmış ve belki tekrar çıkmış olduğunu unutmayın. İşin bir de yasal tarafı var. Internetle ilgili yasal düzenlemeler henüz yeterli değil. Şimdilik...
İnternette iş kurmak ve sürdürebilmek için dikkat!
-İyi ve özgün bir fikrinizin olması gerekiyor ama artık fikir her şey değil. Tam tersine girişimcinin karakteri, onun bu işin arkasında ne kadar durabildiği ve vizyonu çok daha önemli.
-Olası krizlerden en az etkilenecek düzgün bir gelir modeli oturtun.
-Ortaklarınızı ve ortaklık koşullarını iyi belirleyin. Doğru bir iş bölümü yapın.
-Pazar hedefinizi belirleyin.
-Zaman planlaması yapın ve buna uyun.
-İyi bir içerik oluşturun.
-Bağlantılarınızı kurun. Çevrenizi kullanın.
-Her şeye hazırlıklı olun. Internet çok hızlı değişiyor. Sabah kalktığınızda bambaşka bir tehdit ile karşılaşabilirsiniz.
-İşin sürekliliği için öncelikle kendinizi güncel tutun. Sektörünüzde neler olup bitiyor onları düzenli olarak takip etmeniz, yeniliklere açık olmanız gerek.
-İlk gün nasıl sıkı çalışıyorsanız daha sonrasında da öyle çalışmalısınız.
-Ve en önemlisi, fikrinize inanın. Fikrinize inanan, poizitif insanlarla çalışın.    
Başarılar!
  
Türkiye’de başarılı girişimler artacak
Çember.net’in kurucusu ve enuygun.com Genel Müdürü Çağlar Erol
Özellikle 2010’dan bu yana birçok farklı internet girişimi çok güzel paralar kazanmaya başladı. Yabancı ve yerli yatırım geliyor. Artık bizim yaşadığımız birkaç öyküyü, daha çok kişiden duymaya başladık. 
 
2011 yılında bunun çok daha farklı bir aşamaya geleceğini, çok büyük satın almalarının, büyük el değişmelerin, yeni projelerin olacağını düşünüyorum. Amerika’da sürekli izlediğimiz başarı hikayelerini, belki onlardan daha küçük boyutta fakat hiç de azımsanmayacak boyutta Türkiye’de de göreceğiz.
 
Galata İş Melekleri desteğe hazır
Türkiye’de melek yatırımcı sayısı sınırlı. Galata İş Melekleri, bir grup melek yatırımcı tarafından gençlere fon ve bilgi desteği vermek için 2010’da kurulmuş bir dernek. Başvurular, belirlenen kriterlere göre (gelir gider modelleri, girişimcilik profili vs.) değerlendiriliyor. Belli dönemlerde yapılan sunumlarla, aday girişimciler Galata İş Melekleri üyelerinin karşısına çıkıyor. Derneğin hedefi, İstanbul’daki teknoloji girişimcilerinin uluslararası çapta başarı kazanmasında öncülük etmek.
Haberin Devamı ►

Amerika'da Üniversite ve Lisans eğitimi

0 yorum
Kapı açıldı. Pekçok kişinin de tabiriyle taşra giyimli bir bayan ve bay dünyanın en iyi üniversitelerinden Harvard’a gelmişti. Acaba ne istiyorlardı? İtalya’ya giderken çok sevdikleri oğulları Leland Jr’ı 15 yaşında tifo nedeniyle kaybetmişlerdi. Baba Leland New York’tan Kaliforniya’ya yerleşen biriydi. Leland çifti "Tüm Kaliforniya’daki çocuklar bizim evlatlarımız” diyorlardı. Oğulları anısına bir şeyler yapmak istemişler ve pekçok iyi okulu gezmişler, şimdi Harvard’a gelmişlerdi. 

O zamanın rektörü taşralı görüntüsü olan bu çiftin niye kendisini ziyaret etmek istediklerini anlamamıştı. Ama anne Leland durumu anlatmış, oğulları adına bir bina yaptırmak istediklerini söylemişti. Leland çifti aldıkları kaba bir olumsuz cevapla bir karar verdiler: Bir okul yaptıracaklardı. Ve akıllarına koyduklarını yaptılar. Oğullarının adını taşıyan ve erkek-kız farkı gözetmeksizin eğitim verecek olan üniversiteyi kurdular. Hem de pekçoğumuzun hayallerini süsleyen üniversiteyi: STANFORD University. Teşekkürler Bay ve Bayan Leland Stanford.

Amerika, yurtdışında eğitim almak isteyen öğrenciler için hala en üst sıradaki yerini koruyor. Bunun program alternatifleri, mezuniyet sonrası iş imkanları, transfer olanakları gibi pek çok noktayla ilgisi var.

Amerika'da Lisans Eğitimi ya da öğrenciler arasındaki ifadesiyle Amerika'da Üniversite Eğitimi denilince bilinmesi gerekli en önemli nokta Amerika’da ülkemizdeki gibi bir Milli Eğitim sisteminin olmadığıdır. Amerika'da lisans eğitim veren okulların gerekli kontrolleri, mali düzenlemeleri vs. her tür konu, bulundukları eyaletlerce yapılır. Amerika’da lisans eğitimi almaya yani Amerika'da üniversiteye başlamaya karar verdiğinizde karşınıza birçok okul sıralamaları gelecektir. Bu sıralamaların devlet sıralaması olmadığını yani resmi bir sıralama olmadığını belirtmek gerekir. Ancak var olan güvenilir özel sıralamalara bakarak okumak istediğiniz okulları belirleyebilirsiniz.

3 BİNDEN FAZLA ÜNİVERSİTE
ABD’de 3600’den fazla yüksek öğrenim kurumu bulunmaktadır. Bunlardan 2100’den fazlası 4 yıllık ve 1500’den fazlası ise 2 yıllıktır. Yüksek öğrenim kurumları idari bakımından özel okullar ve devlet okulları olarak ayrılabilir. Eğitimin kalitesi ve verilen diplomaların geçerliliği açısından özel okullarla devlet okulları arasında hiçbir fark yoktur. Önemli olan okulun onaylı olmasıdır. Hem özel hem devlet okullarında öğrenim paralıdır. Ancak devlet desteğinden yararlanmaları sebebiyle devlet okullarının ücretleri özel okullara göre daha düşüktür. Öte yandan devlet okulları özel okullara göre öğrenci mevcudu bakımından daha kalabalıktır.

Üniversite eğitiminde karşınıza çıkacak masraflar: 

1. Okul Ücreti ve Harçlar ( Tuition and Fees)

2. Yaşam Giderleri (Living Costs)

3. Kitaplar (Books and Supplies)

4. Sağlık Sigortası (Health Insurance)

5. Ulaşım (Transportation)

6. Kişisel Giderler (Personal Expenses)

Lisans eğitimi 10.000-40.000 USD arasıdır. (Fiyatlar bir yıllıktır. Konaklama ve yemekler dahildir. Lisans eğitimi genellikle 4 yıldır.) Bu masraflardan okul ücretleri, harçlar, konaklama (yurtta kalıyorsanız), yemekler ve sağlık sigortası direkt olarak okula ödenmektedir.

NELERE DİKKAT ETMELİ
Bir üniversiteye başvuru yapmadan önce okulun kalitesi, okulun bulunduğu yer, YÖK onaylı olup olmaması, uluslararası öğrenciler için organizasyonlarının olup olmaması, okuldaki finansal destek olanakları, okulun yurt ve konaklama olanakları, öğretim kadrosu gibi pek çok unsura dikkat edilmesi gerekir.

Amerika’da bulunan üniversiteler ise öğrencinin not ortalamasına, TOEFL skoruna, SAT skoruna (bölümüne göre), sosyal aktivitelerine, referans mektuplarına ve buna benzer pek çok noktaya bakar. Aşağıda en önemli kriterler yer alıyor. Ancak unutmamanız gereken şey, bu kriterlerin hepsini tam olarak sağlamak zorunluluğunuzun olmaması. Notunuz düşük olabilir ama başka bir noktada öyle başarılısınızdır ki okul bir esneklik tanıyabilir. Çünkü Amerikan sistemi sizi akademik ve sosyal olarak tüm noktalarla değerlendirmeye çalışır.

Amerika’daki üniversitelerin başvurularda dikkat ettikleri ana konular:

» Not ortalaması

» TOEFL skoru

» SAT skorları

» Referans mektupları

» Referanslarda yapılacaklar/yapılmayacaklar

» Kompozisyonlar (Essays)

Amerika'da öğrenci vizesiyle çalışmak
“Devler gibi eser vermek için, karıncalar gibi çalışmak gerekir.” Buraya kadar doğru. Amerika’da öğrencisiniz veya Amerika’da okumak istiyorsunuz. Amerika’da çalışma hakkınız ne kadar?

Amerika’da F1 vizesi ile öğrenci konumunda olan herkesin hafta içi toplam 20 saat kampus içinde çalışma hakkı vardır. Bunun dışında eğitiminiz bittikten sonra OPT denilen bir hakkınız daha ortaya çıkar. Burada OPT ile ilgili Amerika Birleşik Devletleri İç Güvenlik Birimi’nin yayınladığı bilgiyi Türkçe olarak aktarmaya çalıştık. Orijinal bilgi için www.dhs.gov adresine bakabilirsiniz.

Amerika Birleşik Devletleri İç Güvenlik Birimi 4 Nisan 2008 tarihinde F-1 vizesi ile Amerika’da bulunan yabancı uyruklu öğrencilerin Optional Practical Training (OPT) olarak bilinen çalışma süresini 12 aydan 29 aya çıkardığını resmi olarak açıkladı. 29 aylık OPT çalışma hakkı bilim, teknoloji, mühendislik veya matematik mezunu olduktan sonra E-Verify (e-doğrulama) sistemine kayıtlı şirketler tarafından işe alınan F-1 vizeliler için geçerlidir. İç Güvenlik Birimi sekreteri Michael Chertoff, “12 aydan 29 aya çıkarılan OPT kuralı sayesinde, Amerikan firmaları yüksek seviyede yetenekli yabancı uyruklu personel çalıştırabilecek ve böylelikle dünya ekonomisinde bu başarılı elemanlarının da çalışmaları yardımıyla rekabet avantajı yakalayacaklar. Hem yetenekli öğrencilere yasal çalışma hakkı sağlanıyor hem de e-doğrulama sistemine kayıtlı firmalara başarılı iş gücü sağlanıyor” diyor.

NE DEĞİŞTİ?
Bu yeni kural sayesinde F-1 vizeli öğrencinin, H-1B vize programı dahilinde çalışmaya başlayamadan, statüsünün ve çalışma izin tarihinin bitmesi problemine düzenleme getirilmiş oldu. Bu kural ile H-1B başvurusu yapmış yabancı uyruklu öğrencilerin Amerika’da kalma ve çalışması otomatik olarak uzatılmış oluyor. Bu kural sayesinde F-1 sahibi öğrenciler okuldan mezun oldukları tarihten itibaren 60 gün içinde Optional Practical Training (OPT)’e başvurabilecekler.

F1 Vizesi olan öğrencilerin OPT'sini uzatabilmesi için gerekli şartlar:
- 12 aylık OPT periyoduna katılmış olmalı.

- U.S. Immigration and Customs Enforcement’s Student and Exchange Visitor Program tarafından sertifikalanmış bir kolej ya da üniversitenin bilim, teknoloji, mühendislik veya matematik bölümlerinden birinden bir lisans programını başarı ile bitirmiş olmalı.

- ABD işvereni için eğitim aldığı konu ile ilgili alanda çalışmakta olmalı.

- E-doğrulama sistemine kayıtlı bir işveren hesabına çalışıyor veya çalışmak üzere şirketle anlaşmış olmalı. E-doğrulama, işe alınan adayların yasal durumlarını kontrol eden ve Sosyal Güvenlik İdaresiyle ortaklaşa işletilen ücretsiz ve internet bazlı bir sistemdir.

- F-1 statüsünü kurallara uygun olarak devam ettirmiş olmalı.

Sonuç olarak tavsiyemiz OPT hakkınızı kullanmanız ve yabancı şirketleri, onların prensiplerini ve çalışma detaylarını incelemeniz ve bu öğrendiklerinizin güzel ve yararlı olanlarını bize öğretmeniz.

Ulu önder Atatürk yurtdışına giden öğrencilere şöyle seslenmiş:

“Sizleri kıvılcım olarak gönderiyorum, alevler halinde geri döneceksiniz”

Öğrenin ve bize öğretin.

Yurtdışında MBA Yapmak İsteyenlere Daha Kısa Sürede Daha Ekonomik Bir Alternatif: Sertifika / Diploma Programları
Üniversiteyi bitirdiniz ama iş hayatında konunuzla ilgili daha derin bilgiye ihtiyacınız olduğunu anladınız. Zamanınız kısıtlı, üstelik bütçeniz de sınırlı. Yabancı bir şirkette çalışmış olsanız belki özgeçmişinize katkısı olacak. Ayrıca iş başvurusu yapan binlerce MBA mezunu da karşınızda...

Size MBA eğitimine alternatif düşünülebilecek programlardan bahsetmek istiyoruz. Bu programlar sertifika veya diploma programı olarak isimlendiriliyor.

Sertifika ve diploma programları lisans, master veya doktora gibi akademik eğitimlere alternatif olarak her gün hızla büyüyor. Sertifika/diploma programlarında tek bir özel konu üzerinde yoğunlaşmış teorik ve pratik eğitim sunulur. Örneğin 4 yıllık işletme lisans programında pazarlama, muhasebe, finans, insan kaynakları, ekonomi gibi birçok konu işlenirken, sertifika/diploma programları bunlardan sadece biri örneğin pazarlama konusunda yoğunlaşmış eğitim sunar. Bu örnekte pazarlama sertifika/diploma programında, pazarlama stratejileri, Pazar araştırmaları, müşteri profili, uluslararası pazarlama, internette pazarlama gibi birçok alt konuda eğitim verilir. Bazı sertifika/diploma programları ise birkaç farklı konu hakkında özet eğitim sunabilir.

Sertifika/diploma programları üniversitelerin Extension Department veya School of Continuing Education bölümleri tarafından hazırlanır ve yürütülür.

DOĞRU PROGRAMI SEÇİN
Amerika, İngiltere, Kanada veya Avustralya gibi ülkelerdeki sertifika/diploma programlarının bazıları sadece o ülkenin vatandaşlarına, bazıları ise hem yerli hem de farklı ülkelerden gelmiş uluslararası öğrencilere açık programlardır. Sertifika/diploma programlarının bazıları hafta için gündüz kursları bazıları ise gece veya hafta sonu kursları olabilir, bu nedenle gideceğiniz ülkenin vize kurallarına da uyması açısından doğru programı seçmelisiniz.

Sertifika/diploma programları genellikle daha kısadır ve teorik bilgilerden daha çok pratik bilgilere odaklanmıştır. Sınıfta işlenen derslerin yanı sıra o meslek ile ilgili gerçek örnekler üzerinde çalışmalar, tartışmalar veya ilgili şirketlere geziler Sertifika/diploma programlarının başarısını güçlendirir. Bazı Sertifika/diploma programları başarı ile tamamlandığında staj imkanı sunar. Böylece yurtdışında yasaya uygun bir vizeyle ilgili alanınızda büyük şirketlerde çalışma ve öğrendiklerinizi uygulama şansı bulabilirsiniz.

Sertifika/diploma programlarının avantajları neler?
* Sertifika/diploma programları ile kısa süre içinde, ilgi duyduğunuz meslek hakkında yeni beceriler, uluslararası deneyim ve bazen iş deneyimi kazanırsınız.

* Sertifika/diploma programları 2 haftadan 1 yıla kadar değişen uzunluktadır.

* Sertifika/diploma programı dönüşünüzde kazanmış olduğunuz tüm pratik ve gerçek iş yaşamından alınmış bilgilerinizi mesleğinizde ilk sabahtan itibaren kolayca uygulayacaksınız ve diğer meslektaşlarınız arasında farklı bir bakış açısıyla işlerinizi devam ettireceksiniz.

* Sertifika/diploma programları lisans veya yüksek lisans programlarına oranla çok daha hızlı ve ucuzdur.

* Başvuru koşulları nispeten daha kolaydır.

* Dünyanın farklı kültürlerinden gelmiş diğer meslektaşlarınız ile tanışır ve daha sonrasında güçlü mesleki bağlar kurarsınız.

* İş yaşamınızın size sunduğu kısıtlı zaman diliminde kendinize uygun herhangi bir tarihte başlayan Sertifika/diploma programı bulma şansınız yüksektir.

Bu programlar kolay değildir. İş yaşamındaki gerçek profesyoneller de size bilgilerini, tecrübelerini aktarır. Bu nedenle İngilizce seviyenizin iyi olması gerekir.

Eğer, "bu programı bitirdim ama sonuçta MBA diplamam yok" diyorsanız, izlemeniz gerekecek adım şu olacaktır:

MBA programına başvurmak ve sertifika programı sırasında aldığınız dersleri başvuru yaptığınız okula sunmak. Böylece bazı kredilerden muaf tutulabilirsiniz. Üstelik yapmış olduğunuz stajı da iş tecrübesi olarak saydırabileceksiniz.

Tüm sonuçlar yine ayını kapıya çıkıyor:

Amerika’da MBA
Kimi zaman MBA kimi zamansa NBA* dediler ondan bahsederken. Biri çıktı MBA eğitimi almayan yönetici olmasın dedi, bir çıktı “Nice MBA mezunları iş bulamıyor” dedi. Hakkında çok şey yazıldı, çizildi. Bakalım Amerika’da MBA ne anlama geliyor? Kim nasıl iş buluyor, kim ne kadar ücret alıyor?

MBA; (Master of Business Administration - İşletme Yönetimi Mastırı) iş deneyimi olan ve profesyonel yönetici olmak isteyen kişiler için uygulanan bir yüksek lisans eğitimidir. MBA programının amacı hızla değişen iş dünyasında yaşayabilir ve öğrenen organizasyonlara sahip olması gereken firma lider ve yöneticilerine kapsamlı bir işletme eğitimi vermektir.

İş dünyasının hızına yetişmek ve farklı isteklere farklı cevap verebilmek için farklı MBA tipleri oluşturuldu.

Amerika’da MBA tipleri şöyle özetlenebilir:

- Full-time MBA

- Part-time MBA

- Distance Learning MBA

- Online MBA programı

- Executive MBA ( Yönetivi MBA programı)

- International MBA ( Uluslar arası MBA)

Amerika’da MBA eğitimine karar verdikten sonra Amerikan üniversitelerinin başvurularda nelere dikkat ettiklerine bir göz atmak gereklidir. Aslında bence tüm başvurular da bir Pazarlama faaliyeti gibi düşünülmelidir. Hedef okulunuz hakkında ne kadar çok bilgi sahibi olursanız o kadar iyi bir başvuru dosyası hazırlayabilirsiniz. Bu bilgi araştırması kısmı MBA programını hedeflerinize uyup uymadığını anlama açısından da önemli bir dönemdir. Özgeçmişe MBA derecesi yazmak ne yazık ki arzu ettiğiniz kariyer noktanıza varmanızı sağlayamıyor.

Gerçekçi olun: Sahip olduğunuz özelliklerin farkında olup gerek MBA programı seçiminde gerekse okul seçiminde gerçekçi olun. Niteliklerinizi küçümsemeniz seviyenizin altında bir okula kabul almanızı; niteliklerinizi olduğundan fazla görmek ise MBA başvuru işlemlerinizde ret cevaplarıyla karşılaşmanıza neden olur.

Kendiniz olun: Okulların yazmanızı istediği kompozisyonlarda, mülakatlarda ve tüm başvuru işlemlerinizde MBA Direktörü’nün istediği cevapları vermeye çalışmayın. Hedefleriniz, neden bu okulu seçtiğiniz gibi soruları dürüstlükle cevaplandırın.

Sadece okuldan beklentilerinizi değil, programa ve okula sizin neler katabileceğinizi belirtin: MBA programının önemli seçim kriterlerinden biri de programa ve programı alan diğer öğrencilere katkıda bulunabilecek kişileri seçmektir.

MBA kabulünde en önemli kriterler ise şöyle:
1. GMAT Skoru

2. Essays (Kompozisyonlar)

3. Başvuru Zamanlaması

4. Not Ortalaması (GPA)

5. İş Tecrübesi

6. Referans Mektupları

*Bu bölüm Uluslararası Eğitim Danışmanı Işıl Tabağ'ın katkılarıyla hazırlanmıştır. isiltabag@okulariyoruz.biz

 kaynak  http://www.yenibiris.com
Haberin Devamı ►

Yenibiriş.com 2 çeyrek istihdam raporu

0 yorum
İşsizlik oranlarının düştüğünü birçok devlet kurumu açıkladı.Bizde bunlara ek olarak en büyük iş bulma portallerinden biri olan yenibiris.com internet sitesinde yer alan istihdam raporunu sizlerle paylaşmak istedik.

işte raporun ayrıntıları ;

İstihdam piyasası 2012 ikinci çeyrekte hareketliliğini sürdürdü. İkinci çeyreğin en çok eleman arayan sektörü yapı-inşaat olurken, ikinci ve üçüncü sıralarda perakendecilik-toptancılık ile turizm-otelcilik sektörleri yer aldı! 

İş ve insan kaynakları sitesi Yenibiris.com’un işverenlerin ilanları ve iş arayanların başvuruları doğrultusunda hazırladığı Yenibiris.com İstihdam Raporu’nun 2012 ikinci çeyrek sonuçları açıklandı. Rapora göre iş ilanları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27 artarken, ilanlara yapılan başvurular da yüzde 40 civarında artış gösterdi. Yayınlanan ilanlar ilk çeyreğe göre de yüzde 7 oranında yükseldi.
Yapı-inşaat yine en çok ilan yayılanan sektör oldu!

2012 yılının ikinci çeyreğinde en fazla ilan yayınlayan sektörlerin başında, ilk çeyrekte olduğu gibi yüzde 10’luk oranla yapı-inşaat geldi. Perakendecilik-toptancılık (yüzde 7) ve turizm-otelcilik (yüzde 6) sektörleri ilk çeyrek sonuçlarına göre üst sıralara çıkarak ikinci ve üçüncü oldu. Bu alanları sağlık-tıp (yüzde 6), tekstil (yüzde 6), eğitim (yüzde 5), üretim-imalat (yüzde 5), bilişim (yüzde 4), gıda (yüzde 3), hizmet (yüzde 3) sektörleri izledi.

En çok ilan yayınlayan 5 sektör
Yapı-İnşaat
Perakendecilik-toptancılık
Turizm-otelcilik
Sağlık-tıp
Tekstil
İlanlarda en çok aranan üç pozisyon: Satış temsilcisi, muhasebe elemanı, sekreter

Geçen senenin aynı döneminde ve bir önceki çeyrekte en çok ilan yayınlanan pozisyonlar bu çeyrekte de yerlerini korudu. Satış temsilcisi (yüzde 11), muhasebe elemanı (yüzde 7), sekreter (yüzde 3), makine mühendisi (yüzde 2), yönetici asistanı (yüzde 2) listenin üst sıralarında yer alan pozisyonlar oldu. 
En çok aranılan 5 pozisyon

Satış Temsilcisi
Muhasebe Elemanı
Sekreter
Makine Mühendisi
Yönetici Asistanı
En çok başvuru yapılan üç sektör: Yapı-inşaat, perakendecilik-toptancılık ve eğitim
Geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında adaylar tarafından yapılan başvurularda yüzde 40 civarında artış görüldü. Bir önceki çeyrek dönemde olduğu gibi adayların en fazla tercih ettikleri ve başvuru yaptıkları sektör yapı-inşaat (yüzde 8) oldu. Yapı-inşaatın ardından perakendecilik-toptancılık (yüzde 6), eğitim (yüzde 5), tekstil (yüzde 5), banka-finans (yüzde 5), turizm-otelcilik (yüzde 4), sağlık-tıp (yüzde 4), bilişim (yüzde 3), üretim-imalat (yüzde 3), gıda (yüzde 3) sektörleri sıralamada yer aldı.
En çok başvuru alan üç pozisyon: Muhasebe elemanı, satış temsilcisi, sekreter
İlk çeyrekte en çok başvuru alan muhasebe elemanı, satış temsilcisi ve sekreter pozisyonları, oranları düşmesine rağmen ilk üçteki yerlerini korudular. Raporda en çok başvuru alan pozisyonlar şu şekilde sıralandı: Muhasebe elemanı (yüzde 9), satış temsilcisi (yüzde 6), sekreter (yüzde 4), yönetici asistanı (yüzde 3), makam şoförü (yüzde 2), güvenlik görevlisi (yüzde 2), makine mühendisi (yüzde 2), inşaat mühendisi (yüzde 1), resepsiyonist (yüzde 1) ve mimar (yüzde 1).
En çok ilan yayınlanan iller ise geçen yılın aynı dönemi ve ilk çeyrekte olduğu gibi İstanbul  (yüzde 65), Ankara (yüzde 10) ve İzmir (yüzde 4) oldu.
Yenibiris.com Genel Koordinatörü Burçak Pak Yılmaz, 2012 yılının ikinci çeyreğini ilişkin görüşlerini şu şekilde belirtti: “Yılın ilk çeyreğinde olduğu gibi yapı-inşaat sektörü en çok eleman arayan sektör olarak birinciliğini korudu. Avrupa ekonomisi krizden çıkmanın yollarını ararken Türkiye’de istihdam oranlarında artışın sürdüğünü görüyoruz. Üçüncü çeyrekte de olumlu gidişin devam edeceğini düşünüyoruz.”


Haberin Devamı ►

17 Ağustos 2012 Cuma

Bayram sonrası şekere okkalı zam geliyor

0 yorum
2012 yılının Tarım sektörü açısından zor bir yıl olduğunu daha önceki yazılarımızda da belirtmiştik.ABD yaşanan kuraklık Hindistan ve Asya'da yaşanan sel felaketleri her alanda tarımı vurdu.Buğday,Mısır,Soya fasulyesi gibi ürünlerin fiyatları yıl başından bu yana yaklaşık % 40-50 gibi arttı.

Ülkemizde hayvancılıkta yem olarak kullanılan Saman fiyatları % 300 gibi bir rekor arttışı ile bizleri şaşkına çevirdi."Sakla samanı gelir zamanı"atasözü gerçek oldu.Şimdi saman zamanı ..

Bayramdan sonrası içinde kötü haber şekerden gelecek.Türk Şeker Fabrikaları Aş.'den yapılan yazılı açıklama göre 22 Ağustos 2012 tarihinden geçerli olmak üzere şeker satış fiyatlarına zam geliyor.


Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş'nin internet sitesinde yapılan açıklamada şeker satış fiyatlarına22 Ağustos 2012 tarihinden geçerli olmak üzere yüzde 7 zam geleceği bildirildi.
Zamlar sonrasında kristal (toz) şekerin kilogramı 2,12 TL'ye (KDV Hariç), küp şekerin fiyatı 2,63TL'ye (KDV Hariç) yükselecek.
Yapılan yazılı açıklamada, müşterilerin 8-15 Ağustos tarihleri arasında kristal şekerin KDV Hariç
1,97 TL'den peşin ödemek kaydı ile satın alabilecekleri ve şekerin ambarda muhafaza süresinin15 iş
günü olacağı da belirtildi. 15 Ağustos'a kadar yapılacak zamsız satışlar yalnız A Kotası'nda bulunan, yurt içi talebe göre üretilen ve pazarlama yılı içinde iç pazara verilebilen şeker miktarını kapsıyor....
Şeker fiyatlarına en son 15 Temmuz 2011 tarihinde yüzde 8 zam gelmişti...
Zammın 12 gün önceden açıklanması, zamsız şeker almak isteyen müşteri talepleri artırınca fabrikalar taleplere cevap veremez hale geldi. Zamların zamansız ve oranın da yüksek olduğunu iddia ediliyor...
Türkiye Şeker Fabrikaları önceki yıllardan farklı bir uygulamaya giderek şekere yapılan zammı 12 gün öncesinden duyurdu. Önceki senelerde 'zam' gece yarısı duyurulup ve bir sonraki gün yürürlüğe giriyordu. Yine geçen yıllardan farklı olarak Türkiye Şeker Fabrikalaları zammı 6 aylık dönemlere yaymak yerine tek kalemde yaptı... Yeni uygulamalar esnafta şaşkınlık yarattı....
Şekere yapılan zammı değerlendiren İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Zekeriya METE, yapılan zammı "tamamen Türkiye'nin mili menfaatlerine uygun olmayan" bir karar olarak niteledi..
Zammın amacının "yabancı şirketlere para kazandırmak" olduğunu iddia eden Mete,Haber 7'ye yaptığı açıklamada "O zaman biz de ihracatcılar olarak şunu soruyoruz: Hammadenin kendisine neden birden böyle bir zam yapma kararı aldınız?" diye sordu.
Yapılan zammın tamamen ihracatı baltalamaya yönelik bir karar olduğunu öne süren Mete "Biz de karardan etkilenenler olarak diyoruz ki "şeker ithalatını açın serbest piyasa oluşsun ona göre rekabet edelim" dedi...
Kaynak: Haber7
Haberin Devamı ►

16 Ağustos 2012 Perşembe

İşsizlik rakamları açıklandı.

0 yorum

Arka arkaya gelen küresel krizler tüm Dünyada ve ülkemizde işsizlik oranlarını arttırmıştı.Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre Şubat-Nisan döneminde işsizlik oranlarında düşüş oldu.Yaz dönemi ve mevsimsel işçi göçünün olduğu bu zamanlarda verilerin ne derece doğru olduğu tartışılır.



Küresel kriz ile birlikte yükselen işsizlik tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de etkiliyor. Avrupa’da pek çok bölgede halk, işsizlik sorununa çözüm olması adına demokratik haklarını savunabilmek için eylem yoluna gidiyor.Türkiye’deki duruma bakacak olursak mevsimsel işçi göçünün yaşandığı şu dönemlerde Türkiye İstatistik Kurumu’na göre işsizlik azaldı.
TÜİK Şubat, Mart ve Nisan 2011 istihdam verilerine göre işsizlik oranı 2,9 puanlık azalış ile yüzde 10,8 seviyesinde gerçekleşti. TÜİK’in verilerinde tarım sektöründeki artış oranları da dikkat çekiyor.

İşsizlik Oranının En Yüksek Olduğu il, Adana
Türkiye İstatistik Kurumuna göre, geçen yılın Mart ayına göre bu yıl işsiz sayısı 622 bin kişi azalışla 2 milyon 816 bin kişi olarak belirlendi. 2,9 puanlık azalış ile yüzde 10,8 seviyesine gelen işsizlikoranının kentsel yerlerde 3 puanlık azalışla yüzde 12,6, kırsal alanlarda ise 2,6 puanlık azalışla yüzde 7,1 oranında olduğu belirtildi.
İşsizlik oranının Türkiye genelinde ortalama yüzde 11.9 olduğu tahmin ediliyor. TÜİK’e göre işsizlik oranının en yüksek olduğu iller sırasıyla Adana, Hakkari ve Van. En düşük olduğu il sıralamasında ise Bayburt ilk sırada yer alıyor. Bayburt’u Artvin ve Gümüşhane takip ediyor.
Kurumsal Olmayan Çalışma Çağındaki Nüfusta Artış VarTÜİK verilerine göre, geçen yılın Mart ayına göre bu yılki dönemde kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus 955 bin kişi artışla 53 milyon 242 bin kişiye ulaştı.
2011 yılı Mart döneminde Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 0.8 puanlık artışla yüzde 49 olarak gerçekleşirken erkeklerde bu oran, 0,7 puanlık artışla yüzde 71, kadınlarda ise yüzde 1,1 puanlık artışla yüzde 27,9 olarak belirlendi.
 
İşgücüne katılma oranı en yüksek Rize
TÜİK’e göre, işgüne katılma oranlarını, 2010 hanehalkı işgücü araştırması yıllık sonuçlarına göre Türkiye genelinde ortalama yüzde 48.8 olarak belirlendi. İşgücüne katılma oranının en yüksek olduğu iller ise sırayla Rize, Artvin ve Burdur olarak tahmin ediliyor. İşgücüne katılım oranının en düşük olduğu iller ise sırasıyla Diyarbakır, Siirt ve Şanlıurfa.

İşgücünün eğitim ve yaş dağılımları
*Toplam işgücünün yüzde 16,5'ini 15-24 yaş grubundakiler oluşturuyor.
* Lise altı eğitimlilerde işgücüne katılma oranı; erkekler için yüzde 69,1 iken kadınlar için bu oran yüzde 24.
* Yükseköğretim mezunu, erkeklerde yüzde 85,4 olan işgücüne katılma oranı, kadınlarda yüzde 72.

Tarım sektöründe çalışan 589 bin kişi
TÜİK verilerine göre, 2011 yılı Mart döneminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 545 bin kişi artarak 23 milyon 286 bin kişiye yükselirken bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 589 bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 956 bin kişi arttı.
 
İstihdam edilenlerin çoğunluğunu tarım sektörü oluşturuyorMart 2011 verilerine göre istihdam edilenlerin yüzde 24,8’ini tarım sektörü oluştururken yüzde 20,6’sını sanayi, yüzde 6,2’sini inşaat ve yüzde 48,4’ünü de hizmetler sektörü oluşturuyor.
 
Hizmetler Sektöründe Azalış VarVerilere göre, istihdam edilenlerin sayısında tarım sektörünün 0,9 puan, sanayi sektörünün 0,8 puan ve inşaat sektörünün arttış görülürken hizmetler sektörünün payının 2,1 puan azaldığı görülüyor.
 
İstihdam edilenlerin sayısında kadın nüfusu azİstihdam yapısına bakıldığında 2011 Mat döneminde istihdam edilenlerin yüzde 71,3’ünü erkek nüfus oluşturuyor. Yüzde 59,3’ünü lise altı eğitimlinin oluşturduğu verilere göre istihdam edilenlerin yüzde 61,2’si ücretli, maaşlı ya da yevmiyeli, yüzde 25,6’sı kendi hesabına ya da işveren, yüzde 13,2’si ise ücretsiz aile işçisi.

Çalışanların Yüzde 3’ünün ek bir işi var
İstihdam edilenlerin yüzde 3’ü ek bir işte çalışırken, yüzde 3’ü de mevcut işini değiştirmek için ya da mevcut işine ek olarak yeni bir iş arıyor. Ücretli olarak çalışanların yüzde 90’ı da sürekli bir işte çalışıyor.
 
Sektörlerin İstihdam DurumuVerilerde, 2011 yılının birinci döneminde gerçekleşen üç aylık inşaat sektörü istihdam endeksi, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,2’lik bir artış gösterdi. 
Sanayi sektöründe ise bir önceki yılık aynı dönemine göre yüzde 6,2’lik artışla üç aylık sanayi istihdam endeksi 103,1 olarak belirlendi.

kaynak www.ekonometri.com.t
Haberin Devamı ►

Desteğe Kandılar

0 yorum

Anadolu'nun yüzde 5.75'lik faizden haberi yok


Bankalarda faizi en yüksek enstrüman olan ve adına Destek Hesap denilen Kredili Mevduat Hesabı'nı (KMH) başta Düzce olmak üzere Karadeniz ve İç Anadolu bölgeleri kullanmaya başladı. İstanbullular ise KMH kullanımında frene basarak faizi daha düşük olan kredi kartına yöneldi

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Mukin Öztekin'in bile "Yüzde 5.75' faizödedim" diye isyan ettiği Kredili Mevduat Hesabı'na (KMH) uygulanan fahiş faizden Anadolu insanının haberi yok. BDDK'nın il bazında yayımlamaya başladığı rakamlara göre şu anda bankaların uyguladığı en yüksek faizli enstrüman olan Destek Hesap'ın kullanımı son bir yılda en fazla Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerinde arttı.Yayımlanan rakamlara göre 1 yılda çalışanların ücretlerini aldıkları bankalar tarafından maaşa ek olarak tanınan hak olarak gösterilenDestek Hesap kullanımı en fazla Düzce'de arttı. Bu ilde KMH kullanımı yüzde 76 artışla 9.7milyon liradan 17. 1 milyon liraya fırladı.

İLK 10'UN 5'İ KARADENİZ'DEN
Düzce'yi yüzde 57'lik artışla Karaman ve yüzde 53'lük artışla Aksaray takip ediyor. Bu illeri KMHkullanımı 24 milyon liradan 35.6 milyon liraya çıkan Trabzon izliyor. 2011 Haziran ayından 2102 Haziran ayına kadar olan 1 yıllık süre baz alınarak yapılan hesaplamada ilk 10'da KMH kullanımını en falza artıran 10 ilden 5'inin Karadeniz bölgesinden olması dikkat çekiyor. Listede Düzce ve Trabzon'un dışında Giresun, Rize ve Ordu bulunuyor. Aynı şekilde listede yer alan Karaman, Aksaray ve Niğde'nin de birbirine komşu olmaları ilngiç bir detay olarak duruyor.


İSTANBULLU UYANIK ÇIKTI
Son 1 yılda yüzde 30 artarak 3.1 milyar liradan 4 milyar liranın üstüne çıkan KMH hesaplarında en az artış kaydeden iller ise Van, Tunceli, Afyon ve İstanbul. Miktar olarak 921 milyon liradan 1 milyar liranın üstünde KMH kullanan İstanbullu bu hesaptaki borç miktarını ancak yüzde 17 artırdı. Böylece İstanbullu tüm Türkiye çapında yüzde 30 artan bu süper faizli hesaptan neredeyse yarı loran kadar yararlanarak falhiş faizden kaçtı. İzmir ve Ankara ise KMH kullanımında Türkiye ortalamalarında seyretti.


YÜZDE 2'LİK KART FAZİNDEN KAÇTILAR
BDDK'nın rakamlarından derlenen bilgilere göre yüzde 5.75'lik faizle KMH hesaplarını kullanan illerin özelliklerinden birisi de faizini Merkez Bankası'nın belirlediği ve şu anda en yükseği yüzde 2.8 olan kredi kartı borcunu kapatmaya çalışmaları oldu. Bu illerde batık kredi kartı miktarı yüzde 20'nin üzerinde düşerken kredi kartı kullanımı da Türkiye ortalaması olan yüzde 30 civarında gerçekleşti.

EN DÜŞÜK KULLANIM KİLİS'TE
Bankalardan Destek Hesap kullanımı il bazında 2.3 milyon lira ile en düşük Kilis'te gerçekleşti. Ancak son 1 yılda ekonomik aktivitenin düşük olduğu Van, Tunceli ve Afyon Destek Hesap kullanımının en az arttığı iller oldu.

kaynak http://ekonomi.haberturk.com

Haberin Devamı ►

İş kazaları en çok hangi gün oluyor?

0 yorum

Türk sanayi devleri Arçelik,Ford,Temsa,Mercedes Benz ve diğer büyük firmalarda 1970 yılından beri yapılan bir araştırma sonucuna göre iş kazaları en çok ilk iş günü olan pazartesi gününde yoğunlaşıyordu.

Ançak 2011 yılı verileri ise yeni açıklandı.Bu verilere göre en çok iş kazası Çarşamba günü olmuş."Pazartesi sendromu"bitmiş gibi görünüyor.

İşçi ve işverenleri ilgilendiren bu haberin ayrıntıları ;


Üyeleri arasında FordArçelikOyak Renault, Erdemir, İçdaş, Mercedes Benz Türk, Temsa ve Eczacıbaşı Vitra gibi Türk sanayi devlerinin bulunduğu ve kayıtlı 150 bin istihdamı temsil eden Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası her yıl üyeleri arasında iş kazaları araştırması yapıyor. 2011 yılına ait sonuçları içeren araştırma ise geçtiğmiz günlerde tamamlandı. 70'li yıllardan bu yana yapılan araştırmada ilginç bir sonuç ortaya çıktı. Fabrikalarda en çok iş kazası hep haftanın ilk iş günü olan pazartesileri yaşanıyordu. Bu da "Pazartesi Sendromu" olarak bilinen, haftasonu tatilinin ardından işbaşı yapma isteksizliğine dayalı dikkat dağılmasına bağlanıyordu. Nitekim kazalar, mesainin başlamasının ardından ilk üç saat içerisinde gerçekleşiyordu.
Artık bu durum değişti. 2011'de en çok kazanın çarşamba günleri yaşandığı ortaya çıktı. Yani pazartesi sendromu yerini cumanın beklenmeye başlandığı çarşamba günü olan hafta ortası heyecanına bıraktı. En çok kaza yaşanan gün sıralamasında pazartesi ikinciliğe yerleşirken onu salı, perşembe ve cuma günleri takip etti. İş kazalarında diğer detaylara bakıldığında ise geçtiğimiz yıllara göre değişen bir şey olmadı. 26-35 yaş grubu en çok kazaya uğrayanlar olurken, en fazla kaza bir nesnenin kesmesi ile yaşandı. En fazla Kocaeli'nde yaşanırken, onu İzmir ve Bursa takip etti. Ancak İzmir, Manisa ile birlikte değerlendirildiğinde Türkiye'de birinciliğe yerleşiyor.    

kaynak www.ekonomi.haberturk.com
Haberin Devamı ►

11 Ağustos 2012 Cumartesi

Kriz kahininden muhteşem fırtına uyarısı

0 yorum

Piyasalarda oluşan iyimser havanın ne kadar süreceği belli değil .AB ülkelerinin durumu gittikçe kötüye gidiyor.AB güçlü ekonomik verilerine sahip Almanya ve Fransa'da bile ekonomik sorunlar baş göstermeye başladı.

ABD ve Çin'de de ekonomi iyi durumda değil.İş alanlarının daralması ve küresel işsizlik bu kötü gidişin sosyal   yansımaları .

2012 yılında Ekonominin baş aktörü tarım sektöründe de işler iyi gitmiyor.2012 yılı başından beri mısır fiyatları % 26,Buğday fiyatları % 40 soyo fiyatları ise % 46 artmış durumda.

Bu kadar olumsuzluğa rağmen piyasaların iyimser olması korkutmaya başladı .

Kriz kahini Roubini'nin literatüre kazandırdığı muhteşem fırtınaya destek artıyor. Piyasalarda yaşanan iyimserliğin muhteşen fırtınaya giden yol olduğu savunuluyor.

Piyasalarda iyimser hava yavaş yavaş korkutmaya başladı. Merkezlerden parasal genişleme geleceğine yönelik beklentiler ile şişen endekslerin muhteşem fırtına doğru ilerlediği konuşuluyor.

The Lira'nın haberine göre, piyasalarda yaşanan Ağustos rallisinin anahtarı Merkez Bankalarında. En son dün sabah Çin’den gelen satalar son dönemde her Cuma olduğu gibi Çin Merkez Bankası’ndan bir haber gelir mi beklentisini güçlendirdi. Bir süredir Avrupa Merkez Bankası’nın devreye gireceği inancı buna ek olarak da yüzde 8.2’ye çıkan istihdam konusundan rahatsızlığı her seferinde dile getiren FED’den parasal genişleme sinyali bekleyen endeksler yukarı yönlü hareketini koruyor.

Ama bir yandan da piyasa uzmanları altı doldurulamayan yükselişin sert düşüşü beraberinde getireceği uyarısını yapıyor. Bu noktada piyasalara ‘muhteşem fırtına’ tabirini kazandıran kriz kahini Roubini’ye destek verenlerin sayısı da artıyor.

Roubini’nin, ABD’de bütçe sorunları, Avrupa da borçların ertelenmesi ve Çin’de ekonominin yavaşlamasıyla oluşan sorunların 2013 yılına birleşerek, dünya ekonomisi için “kusursuz fırtınaya” dönüşebileceğini söyledi. Bu düşünceye destek ise Europsific Capital yöneticilerine Peter Schiff’ten geldi.

Hükümetin borç yükü, FED’in düşük faiz politikası ile alarm zillerinin çaldığını kaydeden Schiff, ekonomiler arasında mali uçurumun git gide açıldığını belirtti. Bir süre sonra sert düşüşün önüne geçmek için yüksek enflasyon ve çöküş arasında bir tercih yapılmasına gerek olacağını savunan Peter Schiff, muhteşem fırtınanın tam içine doğru yol alındığını iddia etti.


kaynak www.bigpara.com

Haberin Devamı ►
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 

Copyright © İş Haberleri ve Ekonomi portalı Design by O Pregador | Blogger Theme by Blogger Template de luxo | Powered by Blogger